×

Surah An-Naba in Turkish_Modern

Quran Turkish_Modern ⮕ Surah An Naba

Translation of the Meanings of Surah An Naba in Turkish_Modern - التركية الحديثة

The Quran in Turkish_Modern - Surah An Naba translated into Turkish_Modern, Surah An-Naba in Turkish_Modern. We provide accurate translation of Surah An Naba in Turkish_Modern - التركية الحديثة, Verses 40 - Surah Number 78 - Page 582.

بسم الله الرحمن الرحيم

عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ (1)
Birbirlerine neyi soruyorlar
عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ (2)
O buyuk haberi mi
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ (3)
Ki onlar, onda ihtilafa dusmuslerdir
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ (4)
Hayır! Onlar yakında ogrenecekler
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ (5)
Sonra tekrar hayır! Yakında ogrenecekler
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا (6)
Yeri bir dosek kılmadık mı
وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا (7)
Dagları da birer kazık kılmadık mı
وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا (8)
Sizleri (erkekli disili) esler halinde yarattık
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا (9)
Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا (10)
Geceyi ortu bir kıldık
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا (11)
Gunduzu de gecim zamanı kıldık
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا (12)
Ustunuze yedi saglam gok bina ettik
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا (13)
Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık
وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا (14)
Ve yagmur yuklu bulutlardan sarıl sarıl akan bir su indirdik
لِّنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا (15)
Onunla taneler ve bitkiler cıkaralım diye
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا (16)
Ve birbirine girmis sarmas dolas bahceler yetistirelim diye
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا (17)
Suphe yok ki hukum verip, ayırt etme gunu belirlenmis bir vakittir
يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا (18)
Sur’a uflendigi gun boluk boluk geleceksiniz
وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا (19)
Ve gokyuzu acılarak orada pek cok kapılar olusur
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا (20)
Daglar yurutulup bir seraba donusur
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا (21)
Suphesiz Cehennem de bir gozetleme yeridir
لِّلطَّاغِينَ مَآبًا (22)
Azgınların varacagı sıgınaktır
لَّابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا (23)
Orada caglar boyu kalacaklardır
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا (24)
Orada ne bir serinlik, ne de bir icecek tadacaklar
إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا (25)
Yalnızca kaynar su ve irinden icecekler
جَزَاءً وِفَاقًا (26)
(Dunyada yaptıklarına karsılık) Uygun bir ceza olarak
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا (27)
Cunku onlar hesaba cekilmeyi ummuyorlardı
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا (28)
Ayetlerimizi de alabildigine yalanlamıslardı
وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا (29)
Biz ise, her seyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik
فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا (30)
Kafirlere soyle denilir: “Simdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracagız.”
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا (31)
Suphesiz takva sahipleri icin bir kurtulus vardır
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا (32)
Bahceler ve uzumler vardır
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا (33)
Gogusleri olgun yasıt kızlar vardır
وَكَأْسًا دِهَاقًا (34)
Dolu dolu kadehler vardır
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا (35)
Orada ne bir bos soz isitirler, ne de bir yalan
جَزَاءً مِّن رَّبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا (36)
Rabbinden bir karsılık olmak uzere yeterli bir bagıstır bu
رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا (37)
Bunlar; goklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rahman olan Rabbindendir. Ona hitap etmeye guc yetiremezler
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا (38)
Ruh'un ve meleklerin sıra sıra duracakları gun; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dısındakiler konusamazlar. Onlar da dogruyu soylerler
ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا (39)
Iste bu o hak gundur. O halde dileyen Rabbine bir donus yolu edinsin
إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا (40)
Biz, sizi cok yakın bir azapla uyardık. Herkes o gun, kendi elleriyle ne yaptıgına bir bakar ve kafir olanlar da: "Keske toprak olsaydım!" der
❮ Previous Next ❯

Surahs from Quran :

1- Fatiha2- Baqarah
3- Al Imran4- Nisa
5- Maidah6- Anam
7- Araf8- Anfal
9- Tawbah10- Yunus
11- Hud12- Yusuf
13- Raad14- Ibrahim
15- Hijr16- Nahl
17- Al Isra18- Kahf
19- Maryam20- TaHa
21- Anbiya22- Hajj
23- Muminun24- An Nur
25- Furqan26- Shuara
27- Naml28- Qasas
29- Ankabut30- Rum
31- Luqman32- Sajdah
33- Ahzab34- Saba
35- Fatir36- Yasin
37- Assaaffat38- Sad
39- Zumar40- Ghafir
41- Fussilat42- shura
43- Zukhruf44- Ad Dukhaan
45- Jathiyah46- Ahqaf
47- Muhammad48- Al Fath
49- Hujurat50- Qaf
51- zariyat52- Tur
53- Najm54- Al Qamar
55- Rahman56- Waqiah
57- Hadid58- Mujadilah
59- Al Hashr60- Mumtahina
61- Saff62- Jumuah
63- Munafiqun64- Taghabun
65- Talaq66- Tahrim
67- Mulk68- Qalam
69- Al-Haqqah70- Maarij
71- Nuh72- Jinn
73- Muzammil74- Muddathir
75- Qiyamah76- Insan
77- Mursalat78- An Naba
79- Naziat80- Abasa
81- Takwir82- Infitar
83- Mutaffifin84- Inshiqaq
85- Buruj86- Tariq
87- Al Ala88- Ghashiya
89- Fajr90- Al Balad
91- Shams92- Lail
93- Duha94- Sharh
95- Tin96- Al Alaq
97- Qadr98- Bayyinah
99- Zalzalah100- Adiyat
101- Qariah102- Takathur
103- Al Asr104- Humazah
105- Al Fil106- Quraysh
107- Maun108- Kawthar
109- Kafirun110- Nasr
111- Masad112- Ikhlas
113- Falaq114- An Nas