The Quran in Turkish_Ibni_Kesir - Surah Al Balad translated into Turkish_Ibni_Kesir, Surah Al-Balad in Turkish_Ibni_Kesir. We provide accurate translation of Surah Al Balad in Turkish_Ibni_Kesir - التركية ابن كثير, Verses 20 - Surah Number 90 - Page 594.
لَا أُقْسِمُ بِهَٰذَا الْبَلَدِ (1) Su beldeye yemin ederim |
وَأَنتَ حِلٌّ بِهَٰذَا الْبَلَدِ (2) Sen de bu beldede oturmussun |
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ (3) Dogurana da, dogurduguna da andolsun ki |
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي كَبَدٍ (4) Biz, insanı gercekten mesakkat icinde yarattık |
أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ (5) Yoksa o, kimsenin kendisine guc yetiremeyecegini mi sanıyor |
يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالًا لُّبَدًا (6) Yıgın yıgın mal tuketmisimdir, diyor |
أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُ أَحَدٌ (7) Kimsenin kendisini gormedigini mi sanıyor |
أَلَمْ نَجْعَل لَّهُ عَيْنَيْنِ (8) Biz; onun icin iki goz var etmedik mi |
وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ (9) Bir dil ve iki dudak |
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ (10) Biz; ona iki de yol gosterdik |
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ (11) Ama o, sarp yokusu asmaya girisemedi |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ (12) Sarp yokusun ne oldugunu sen nereden bileceksin |
فَكُّ رَقَبَةٍ (13) Bir kul azad etmektir |
أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ (14) Yahut aclık gununde yemek yedirmektir |
يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ (15) Yakınlıgı olan bir yetime |
أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ (16) Yahut yerde surunen bir yoksula |
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ (17) Sonra da iman edenlerden, birbirine sabrı tavsiye, merhameti tavsiye edenlerden olmaktır |
أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ (18) Iste bunlar, sagcılardır |
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ (19) Ayetlerimize kufredenler ise, solcuların kendileridir |
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُّؤْصَدَةٌ (20) Onlara sımsıkı kapatılmıs bir ates vardır |