Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-Baqarah ayat 273 - البَقَرَة - Page - Juz 3
﴿لِلۡفُقَرَآءِ ٱلَّذِينَ أُحۡصِرُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ لَا يَسۡتَطِيعُونَ ضَرۡبٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ يَحۡسَبُهُمُ ٱلۡجَاهِلُ أَغۡنِيَآءَ مِنَ ٱلتَّعَفُّفِ تَعۡرِفُهُم بِسِيمَٰهُمۡ لَا يَسۡـَٔلُونَ ٱلنَّاسَ إِلۡحَافٗاۗ وَمَا تُنفِقُواْ مِنۡ خَيۡرٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٌ ﴾
[البَقَرَة: 273]
﴿للفقراء الذين أحصروا في سبيل الله لا يستطيعون ضربا في الأرض يحسبهم﴾ [البَقَرَة: 273]
Latin Alphabet Lil fukaraillezıne uhsıru fı sebılillahi la yestetıy´une darben fil erdı yahsebuhumul cahilu agniyae minet teaffuf* ta´rifuhum bi sımahum* la yes´elunen nase ilhafa* ve ma tunfiku min hayrin fe innellahe bihı alım |
Latin Alphabet Lil fukaraillezine uhsiru fi sebilillahi la yestatiune darben fil ardı, yahsebuhumul cahilu agniyae minet teaffuf(teaffufi), ta’rifuhum bi simahum, la yes’elunen nase ilhafa(ilhafen), ve ma tunfiku min hayrin fe innallahe bihi alim(alimun) |
Latin Alphabet Lil fukarâillezîne uhsirû fî sebîlillâhi lâ yestatîûne darben fîl ardı, yahsebuhumul câhilu agniyâe minet teaffuf(teaffufi), ta’rifuhum bi sîmâhum, lâ yes’elûnen nâse ilhâfâ(ilhâfen), ve mâ tunfikû min hayrin fe innallâhe bihî alîm(alîmun) |
Muhammed Esed (Ve) Allah yoluna kendilerini tamamen adamıs oldukları icin yeryuzunde (rızık aramak niyetiyle) gezip dolasamayan muhtaclar(a yardım edin). (Onların durumunun) farkında olmayan, onları zengin zanneder, cunku (istemekten) cekinirler; (ancak) sen onları (bazı) ozelliklerinden tanıyabilirsin: insanlardan arsız bir sekilde istemekten kacınırlar. Ve onlara ne iyilik yaparsanız, dogrusu Allah hepsini bilir |
Muhammed Esed (Ve) Allah yoluna kendilerini tamamen adamış oldukları için yeryüzünde (rızık aramak niyetiyle) gezip dolaşamayan muhtaçlar(a yardım edin). (Onların durumunun) farkında olmayan, onları zengin zanneder, çünkü (istemekten) çekinirler; (ancak) sen onları (bazı) özelliklerinden tanıyabilirsin: insanlardan arsız bir şekilde istemekten kaçınırlar. Ve onlara ne iyilik yaparsanız, doğrusu Allah hepsini bilir |
Muhammet Abay lilfukarai-llezine uhsiru fi sebili-llahi la yesteti`une darben fi-l'ard. yahsebuhumu-lcahilu agniyae mine-tte`affuf. ta`rifuhum bisimahum. la yes'elune-nnase ilhafa. vema tunfiku min hayrin feinne-llahe bihi `alim |
Muhammet Abay lilfüḳarâi-lleẕîne uḥṣirû fî sebîli-llâhi lâ yesteṭî`ûne ḍarben fi-l'arḍ. yaḥsebühümü-lcâhilü agniyâe mine-tte`affüf. ta`rifühüm bisîmâhüm. lâ yes'elûne-nnâse ilḥâfâ. vemâ tünfiḳû min ḫayrin feinne-llâhe bihî `alîm |
Muslim Shahin (Yapacagınız hayırlar,) kendilerini Allah yoluna adamıs, bu sebeple yeryuzunde kazanc icin dolasamayan fakirler icin olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. Sen onları simalarından tanırsın. Cunku onlar yuzsuzluk ederek istemezler. Sadaka olarak verdiginiz her seyi, Allah, hakkıyla bilendir |
Muslim Shahin (Yapacağınız hayırlar,) kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. Sen onları simalarından tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler. Sadaka olarak verdiğiniz her şeyi, Allah, hakkıyla bilendir |
Saban Piris (Sadakalar,) Allah yolunda mahsur kalmıs, kazanc icin yeryuzunde dolasamayan, cekingenliklerinden dolayı, bilmeyenlerin onları zengin zannettikleri, senin de simalarından tanıdıgın, yuzsuzluk edip insanlardan istemeyen fakirler icindir. Hayır olarak ne harcarsanız, suphesiz Allah onu hakkıyla bilir |
Saban Piris (Sadakalar,) Allah yolunda mahsur kalmış, kazanç için yeryüzünde dolaşamayan, çekingenliklerinden dolayı, bilmeyenlerin onları zengin zannettikleri, senin de simalarından tanıdığın, yüzsüzlük edip insanlardan istemeyen fakirler içindir. Hayır olarak ne harcarsanız, şüphesiz Allah onu hakkıyla bilir |