Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-Baqarah ayat 272 - البَقَرَة - Page - Juz 3
﴿۞ لَّيۡسَ عَلَيۡكَ هُدَىٰهُمۡ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَهۡدِي مَن يَشَآءُۗ وَمَا تُنفِقُواْ مِنۡ خَيۡرٖ فَلِأَنفُسِكُمۡۚ وَمَا تُنفِقُونَ إِلَّا ٱبۡتِغَآءَ وَجۡهِ ٱللَّهِۚ وَمَا تُنفِقُواْ مِنۡ خَيۡرٖ يُوَفَّ إِلَيۡكُمۡ وَأَنتُمۡ لَا تُظۡلَمُونَ ﴾
[البَقَرَة: 272]
﴿ليس عليك هداهم ولكن الله يهدي من يشاء وما تنفقوا من خير﴾ [البَقَرَة: 272]
Latin Alphabet Leyse aleyke hudahum ve lakinnellahe yehdı mey yesa´* ve ma tunfiku min hayrin fe li enfusikum* ve ma tunfikune illebtigae vechillah* ve ma tunfiku min hayriy yuveffe ilaykum ve entum la tuzlemun |
Latin Alphabet Leyse aleyke hudahum ve lakinnallahe yehdi men yesau, ve ma tunfiku min hayrin fe li enfusikum, ve ma tunfikune illebtigae vechillah(vechillahi), ve ma tunfiku min hayrin yuveffe ileykum ve entum la tuzlemun(tuzlemune) |
Latin Alphabet Leyse aleyke hudâhum ve lâkinnallâhe yehdî men yeşâu, ve mâ tunfikû min hayrin fe li enfusikum, ve mâ tunfikûne illebtigâe vechillâh(vechillâhi), ve mâ tunfikû min hayrin yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn(tuzlemûne) |
Muhammed Esed (Ey Peygamber,) Insanları hidayete erdirmek senin isin degil, zira ancak Allah, diledigini hidayete erdirir. Ve yalnız Allah´ın rızasını kazanmak icin harcamanız sartıyla, baskalarına her ne iyilik yaparsanız bu kendi yararınızadır: Cunku yapacagınız her iyilik size oldugu gibi geri donecek ve size haksızlık yapılmayacaktır |
Muhammed Esed (Ey Peygamber,) İnsanları hidayete erdirmek senin işin değil, zira ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir. Ve yalnız Allah´ın rızasını kazanmak için harcamanız şartıyla, başkalarına her ne iyilik yaparsanız bu kendi yararınızadır: Çünkü yapacağınız her iyilik size olduğu gibi geri dönecek ve size haksızlık yapılmayacaktır |
Muhammet Abay leyse `aleyke hudahum velakinne-llahe yehdi mey yesa'. vema tunfiku min hayrin felienfusikum. vema tunfikune ille-btigae vechi-llah. vema tunfiku min hayriy yuveffe ileykum veentum la tuzlemun |
Muhammet Abay leyse `aleyke hüdâhüm velâkinne-llâhe yehdî mey yeşâ'. vemâ tünfiḳû min ḫayrin felienfüsiküm. vemâ tünfiḳûne ille-btigâe vechi-llâh. vemâ tünfiḳû min ḫayriy yüveffe ileyküm veentüm lâ tużlemûn |
Muslim Shahin (Ey Muhammed!) Onları hidayete erdirmek (dogru yola iletmek) sana ait degildir. Lakin Allah diledigini dogru yola iletir. Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliginiz icindir. Yapacagınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak icin yapmalısınız. Hayır olarak verdiginiz ne varsa, karsılıgı size tam olarak verilir ve asla haksızlıga ugratılmazsınız |
Muslim Shahin (Ey Muhammed!) Onları hidâyete erdirmek (doğru yola iletmek) sana ait değildir. Lâkin Allah dilediğini doğru yola iletir. Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız |
Saban Piris (Ey Muhammed) Onları hidayete erdirmek senin uzerine borc degildir. Fakat Allah, diledigi kimseyi hidayete erdirir. Iyilik olarak her ne verirseniz, o kendiniz icindir. Zaten siz, yalnız Allah’ın rızasını kazanmak icin verirsiniz. Iyilik olarak ne verirseniz haksızlıga ugratılmaksızın (bunun karsılıgı) size eksiksizce odenecektir |
Saban Piris (Ey Muhammed) Onları hidayete erdirmek senin üzerine borç değildir. Fakat Allah, dilediği kimseyi hidayete erdirir. İyilik olarak her ne verirseniz, o kendiniz içindir. Zaten siz, yalnız Allah’ın rızasını kazanmak için verirsiniz. İyilik olarak ne verirseniz haksızlığa uğratılmaksızın (bunun karşılığı) size eksiksizce ödenecektir |