The Quran in Turkish_Fizilal_Kuran - Surah Jumuah translated into Turkish_Fizilal_Kuran, Surah Al-Jumuah in Turkish_Fizilal_Kuran. We provide accurate translation of Surah Jumuah in Turkish_Fizilal_Kuran - التركية تفسير, Verses 11 - Surah Number 62 - Page 553.
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ (1) Goklerde ve yerde olanların hepsi padisah, mukaddes, aziz ve hakim olan Allah'ı tesbih etmektedir |
هُوَ الَّذِي بَعَثَ فِي الْأُمِّيِّينَ رَسُولًا مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَإِن كَانُوا مِن قَبْلُ لَفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ (2) O'dur ki ummiler icinde, kendilerinden olan ve onlara Allah'ın ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitap ve hikmeti ogreten bir Peygamber gonderdi. Oysa onlar, onceden apacık bir sapıklık icinde idiler |
وَآخَرِينَ مِنْهُمْ لَمَّا يَلْحَقُوا بِهِمْ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ (3) Henuz onlara katılmamıs bulunan diger insanlara da (o Peygamberi gondermistir). O, cok gucludur, hukum ve hikmet sahibidir |
ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاءُ ۚ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ (4) Bu, Allah'ın lutfudur. Allah, buyuk lutuf sahibidir |
مَثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا ۚ بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ ۚ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ (5) Kendilerine Tevrat yukletilip de sonra onu tasımayanların durumu, kitaplar tasıyan esegin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlayanların durumu ne kotudur. Allah zalim toplumu dogru yola iletmez |
قُلْ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ هَادُوا إِن زَعَمْتُمْ أَنَّكُمْ أَوْلِيَاءُ لِلَّهِ مِن دُونِ النَّاسِ فَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ (6) De ki: "Ey Yahudi olanlar! Eger insanlar arasında yalnız sizin, Allah'ın dostları oldugunuzu sanıyorsanız, o halde olumu temenni edin, dogru iseniz |
وَلَا يَتَمَنَّوْنَهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ (7) Ama onlar, ellerinin (yapıp) one surdugu (isler) yuzunden olumu asla temenni etmezler. Allah zalimleri bilir |
قُلْ إِنَّ الْمَوْتَ الَّذِي تَفِرُّونَ مِنْهُ فَإِنَّهُ مُلَاقِيكُمْ ۖ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ (8) De ki: "Sizin kendisinden kactıgınız olum, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra gorunmeyeni ve goruneni bilene donduruleceksiniz. O size (butun) yaptıklarınızı haber verecektir |
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِيَ لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَىٰ ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ (9) Ey inananlar! Cuma gunu namaz icin cagrıldıgı(nız) zaman, Allah'ı anmaya kosun, alısverisi bırakın. Eger bilirseniz, bu sizin icin daha hayırlıdır |
فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِن فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ (10) Namaz kılındıktan sonra yeryuzune dagılın ve Allah'ın lutfundan (nasibinizi) arayın. Allah'ı cok anın ki kurtulusa eresiniz |
وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا ۚ قُلْ مَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ مِّنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ ۚ وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ (11) Bir ticaret ve eglence gordukleri zaman hemen dagılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eglenceden ve ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır |