Quran with Turkish translation - Surah Ta-Ha ayat 40 - طه - Page - Juz 16
﴿إِذۡ تَمۡشِيٓ أُخۡتُكَ فَتَقُولُ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ مَن يَكۡفُلُهُۥۖ فَرَجَعۡنَٰكَ إِلَىٰٓ أُمِّكَ كَيۡ تَقَرَّ عَيۡنُهَا وَلَا تَحۡزَنَۚ وَقَتَلۡتَ نَفۡسٗا فَنَجَّيۡنَٰكَ مِنَ ٱلۡغَمِّ وَفَتَنَّٰكَ فُتُونٗاۚ فَلَبِثۡتَ سِنِينَ فِيٓ أَهۡلِ مَدۡيَنَ ثُمَّ جِئۡتَ عَلَىٰ قَدَرٖ يَٰمُوسَىٰ ﴾
[طه: 40]
﴿إذ تمشي أختك فتقول هل أدلكم على من يكفله فرجعناك إلى أمك﴾ [طه: 40]
Abdulbaki Golpinarli Hani kız kardesin gitmis de onu yetistirecek birisini bulayım mı size demisti, gozu aydın olsun, kederlenmesin diye tekrar anana kavusturmustuk seni ve birisini oldurmustun de seni gamdan kurtarmıstık ve seni sınayıp durmustuk ve yıllarca Medyen halkının icinde kalmıstın, sonra da mukadder oldugu gibi buraya geldin ey Musa |
Adem Ugur Hani, kız kardesin gidip "Ona bakacak birini size bulayım mı?" diyordu. Boylece seni, gozu gonlu mutluluk dolsun ve uzulmesin diye annene geri verdik. Ve sen, birini oldurdun de seni endiseden kurtardık. Seni iyiden iyiye denemeden gecirdik. Bunun icin yıllarca Medyen halkı arasında kaldın. Sonra takdire gore (bu makama) geldin ey Musa |
Adem Ugur Hani, kız kardeşin gidip "Ona bakacak birini size bulayım mı?" diyordu. Böylece seni, gözü gönlü mutluluk dolsun ve üzülmesin diye annene geri verdik. Ve sen, birini öldürdün de seni endişeden kurtardık. Seni iyiden iyiye denemeden geçirdik. Bunun için yıllarca Medyen halkı arasında kaldın. Sonra takdire göre (bu makama) geldin ey Musa |
Ali Bulac Hani kız kardesin gezinip; "Onu(n bakımını) ustlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Boylece, seni annene geri cevirmis olduk ki, gozu aydın olsun ve huzne kapılmasın. Sen bir insan oldurmustun de, Biz seni tasadan kurtarmıs ve seni 'esaslı bir denemeden gecirip-denemistik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıstın, sonra bir kader uzerine (buraya) geldin ey Musa |
Ali Bulac Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, Biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa |
Ali Fikri Yavuz Hani kız kardesin, (denize atılmandan sonra seni takip ederek Firavun’un sarayına) gidip (hic bir meme kabul etmedigini isitince) diyordu ki: “Size, ona iyi bakacak birini buluvereyim mi” Boylece seni tekrar annene verdik ki, gozu aydın olsun da, kederlenmesin. Hem (sen cocukken) bir adam (kıpti bir kafir) oldurdun de seni gamdan (kısasdan) kurtardık. Seni cesitli belalarla imtihan ettik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkı icinde kaldın. Sonra da bir takdire gore (kırk yasına vararak Firavun’a) geldin, ey Musa |
Ali Fikri Yavuz Hani kız kardeşin, (denize atılmandan sonra seni takip ederek Firavun’un sarayına) gidip (hiç bir meme kabul etmediğini işitince) diyordu ki: “Size, ona iyi bakacak birini buluvereyim mi” Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydın olsun da, kederlenmesin. Hem (sen çocukken) bir adam (kıptî bir kâfir) öldürdün de seni gamdan (kısasdan) kurtardık. Seni çeşitli belâlarla imtihan ettik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da bir takdire göre (kırk yaşına vararak Firavun’a) geldin, ey Mûsa |
Celal Y Ld R M Hani kızkardesin (Fir´avn´ın evine) yuruyup giderken, «ona bakacak bir kimseyi size haber vereyim mi ?» demisti. Boylece gozu aydınlık olup uzulmesin diye seni annene cevirmis olduk. Ve sen bir kisiyi oldurdun de biz seni uzuntu ve kederden kurtardık; seni turlu turlu imtihanlarla karsı karsıya getirdik. O sebeple Medyen halkı arasında yıllarca kaldıktan sonra ey Musa, bir kader (cizgisi geregi donup buraya) geldin |
Celal Y Ld R M Hani kızkardeşin (Fir´avn´ın evine) yürüyüp giderken, «ona bakacak bir kimseyi size haber vereyim mi ?» demişti. Böylece gözü aydınlık olup üzülmesin diye seni annene çevirmiş olduk. Ve sen bir kişiyi öldürdün de biz seni üzüntü ve kederden kurtardık; seni türlü türlü imtihanlarla karşı karşıya getirdik. O sebeple Medyen halkı arasında yıllarca kaldıktan sonra ey Musâ, bir kader (çizgisi gereği dönüp buraya) geldin |