Quran with Turkish translation - Surah Ta-Ha ayat 58 - طه - Page - Juz 16
﴿فَلَنَأۡتِيَنَّكَ بِسِحۡرٖ مِّثۡلِهِۦ فَٱجۡعَلۡ بَيۡنَنَا وَبَيۡنَكَ مَوۡعِدٗا لَّا نُخۡلِفُهُۥ نَحۡنُ وَلَآ أَنتَ مَكَانٗا سُوٗى ﴾
[طه: 58]
﴿فلنأتينك بسحر مثله فاجعل بيننا وبينك موعدا لا نخلفه نحن ولا أنت﴾ [طه: 58]
Abdulbaki Golpinarli O halde biz de onun gibi bir buyu yaparak karsı gelecegiz sana, aramızda bir bulusma yeri ve vakti tayin et de sen ve biz, vaadimizden caymayalım, bulusalım orada, hem de ikimize de musavi mesafede, munasip bir yer olsun orası |
Adem Ugur Oyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir buyu getirecegiz. Simdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyecegimiz uygun bir yerde bulusma zamanı ayarla |
Adem Ugur Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla |
Ali Bulac Madem boyle, biz de sana buna benzer bir sihirle gelecegiz; simdi sen, bir 'bulusma zamanı ve yeri' tespit et, bizim de, senin de karsı olamayacagımız acık, genis bir yer olsun" dedi |
Ali Bulac Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tespit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi |
Ali Fikri Yavuz O halde biz de senin sihrin gibi, sana bir sihir yapacagız. Simdi sen, kendinle bizim aramızda bir bulusma yeri ve vakti tayin et ki, ne senin, ne bizim caymıyacagımız uygun bir yer olsun |
Ali Fikri Yavuz O halde biz de senin sihrin gibi, sana bir sihir yapacağız. Şimdi sen, kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et ki, ne senin, ne bizim caymıyacağımız uygun bir yer olsun |
Celal Y Ld R M Elbette biz de seninkinin benzeri bir sihir sana getirecegiz. Artık bizimle kendi aranda bir yer ve vakit belirle ki bizim de, senin de sozumuzden donmeyecegimiz (elverisli) duz bir yer olsun o |
Celal Y Ld R M Elbette biz de seninkinin benzeri bir sihir sana getireceğiz. Artık bizimle kendi aranda bir yer ve vakit belirle ki bizim de, senin de sözümüzden dönmeyeceğimiz (elverişli) düz bir yer olsun o |