Quran with Turkish translation - Surah Ash-Shura ayat 14 - الشُّوري - Page - Juz 25
﴿وَمَا تَفَرَّقُوٓاْ إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَهُمُ ٱلۡعِلۡمُ بَغۡيَۢا بَيۡنَهُمۡۚ وَلَوۡلَا كَلِمَةٞ سَبَقَتۡ مِن رَّبِّكَ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗى لَّقُضِيَ بَيۡنَهُمۡۚ وَإِنَّ ٱلَّذِينَ أُورِثُواْ ٱلۡكِتَٰبَ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ لَفِي شَكّٖ مِّنۡهُ مُرِيبٖ ﴾
[الشُّوري: 14]
﴿وما تفرقوا إلا من بعد ما جاءهم العلم بغيا بينهم ولولا كلمة﴾ [الشُّوري: 14]
Abdulbaki Golpinarli Onlar, aralarındaki hırs ve haset yuzunden, kendilerine bu hususta bilgi geldikten sonra ayrılıga dustuler ve Rabbin, muayyen bir zamana kadar onlara azap etmemeyi takdir etmeseydi aralarında coktan hukmedilirdi ve onlardan sonra kitaba varis olanlarda bu hususta elbette suphe icindedir, tereddude dusmuslerdir |
Adem Ugur Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki cekememezlik yuzunden ayrılıga dustuler. Eger belli bir sureye kadar Rabbinden bir (erteleme) sozu gecmis olmasaydı, aralarında hemen hukum verilirdi. Onlardan sonra kitaba varis kılınanlar da onun hakkında derin bir suphe icindedirler |
Adem Ugur Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer belli bir süreye kadar Rabbinden bir (erteleme) sözü geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra kitaba vâris kılınanlar da onun hakkında derin bir şüphe içindedirler |
Ali Bulac Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'tecavuz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılıga dustuler. Eger Rabbinden, adı konulmus bir ecele kadar gecmis (verilmis) bir soz olmasaydı, muhakkak aralarında hukum verilmis (is bitirilmis)ti. Suphesiz onların ardından kitaba mirascı olanlar ise, herhalde ona karsı kusku verici bir tereddut icindedirler |
Ali Bulac Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler |
Ali Fikri Yavuz (Gecmis ummetlerin veya ehl-i kitabın) ayrılıga dusmeleri ise, kendilerine ilim geldikten sonra (ayrılıgın sapıklık oldugunu bildikten sonra) sırf aralarında hased ve azgınlıktan dolayıdır. Eger Rabbinden tayin edilmis bir vakte (kıyamete veya omurlerinin sonuna) kadar azabın gecikmesine dair bir soz (vaad-i ilahi) gecmis olmasaydı, aralarında (kafir olanların) helak isleri mutlak bitiriverilirdi. O peygamberlerin arkasından (asr-ı saadet zamanında) Kur’an’a varis kılınan ehl-i kitab da ondan muhakkak endise veren bir subhe icindedirler |
Ali Fikri Yavuz (Geçmiş ümmetlerin veya ehl-i kitabın) ayrılığa düşmeleri ise, kendilerine ilim geldikten sonra (ayrılığın sapıklık olduğunu bildikten sonra) sırf aralarında hased ve azgınlıktan dolayıdır. Eğer Rabbinden tayin edilmiş bir vakte (kıyamete veya ömürlerinin sonuna) kadar azabın gecikmesine dair bir söz (vaad-i ilâhî) geçmiş olmasaydı, aralarında (kâfir olanların) helâk işleri mutlak bitiriverilirdi. O peygamberlerin arkasından (asr-ı saadet zamanında) Kur’an’a vâris kılınan ehl-i kitab da ondan muhakkak endişe veren bir şübhe içindedirler |
Celal Y Ld R M Onlar ancak kendilerine (Allah, Kitap, Peygamber ve Ahiret´le ilgili) bilgi geldikten sonra —sırf aralarındaki kin ve ihtiras yuzunden— tefrikaya dustuler. Eger Rabbından belirlenmis vakte kadar verilmis bir soz gecmeseydi, elbette aralarında hukmedilerek is bitirilmis olurdu. Onlardan sonra Kitab´a varis olanlar da kitaptan yana tam bir suphe icindeydiler |
Celal Y Ld R M Onlar ancak kendilerine (Allah, Kitap, Peygamber ve Âhiret´le ilgili) bilgi geldikten sonra —sırf aralarındaki kin ve ihtiras yüzünden— tefrikaya düştüler. Eğer Rabbından belirlenmiş vakte kadar verilmiş bir söz geçmeseydi, elbette aralarında hükmedilerek iş bitirilmiş olurdu. Onlardan sonra Kitab´a vâris olanlar da kitaptan yana tam bir şüphe içindeydiler |