Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-Ma’idah ayat 42 - المَائدة - Page - Juz 6
﴿سَمَّٰعُونَ لِلۡكَذِبِ أَكَّٰلُونَ لِلسُّحۡتِۚ فَإِن جَآءُوكَ فَٱحۡكُم بَيۡنَهُمۡ أَوۡ أَعۡرِضۡ عَنۡهُمۡۖ وَإِن تُعۡرِضۡ عَنۡهُمۡ فَلَن يَضُرُّوكَ شَيۡـٔٗاۖ وَإِنۡ حَكَمۡتَ فَٱحۡكُم بَيۡنَهُم بِٱلۡقِسۡطِۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلۡمُقۡسِطِينَ ﴾
[المَائدة: 42]
﴿سماعون للكذب أكالون للسحت فإن جاءوك فاحكم بينهم أو أعرض عنهم وإن﴾ [المَائدة: 42]
Latin Alphabet Semmaune lil kesibi ekkalune lis suht fe in cauke fahkum beynehum ev a´rıd anhum ve in tu´rıd anhum fe ley yedurruke sey´a ve in hakemte fahkum beynehum bil kıst innellahe yuhıbbul muksitıyn |
Latin Alphabet Semmaune lil kezibi ekkalune lis suht(suhti) fe in cauke fahkum beynehum ev a’rıd anhum, ve in tu’rıd anhum fe len yedurruke sey’a(sey’en) ve in hakemte fahkum beynehum bil kıst(kıstı) innallahe yuhıbbul muksıtin(muksıtine) |
Latin Alphabet Semmâûne lil kezibi ekkâlûne lis suht(suhti) fe in câuke fahkum beynehum ev a’rıd anhum, ve in tu’rıd anhum fe len yedurrûke şey’â(şey’en) ve in hakemte fahkum beynehum bil kıst(kıstı) innallâhe yuhıbbul muksıtîn(muksıtîne) |
Muhammed Esed onlar, her turlu yalanı can kulagıyla dinleyenler, kotu olan her seyi ac gozlulukle yutanlardır! Oyleyse (bir karar vermen icin) sana gelirlerse ister onlar arasında karar verirsin, ister kendi hallerine bırakırsın: Cunku eger onları kendi hallerine bırakırsan sana hicbir sekilde zarar veremezler. Ama eger bir karar verirsen, onlar arasında adaletle karar ver: Allah adil davrananları bilir |
Muhammed Esed onlar, her türlü yalanı can kulağıyla dinleyenler, kötü olan her şeyi aç gözlülükle yutanlardır! Öyleyse (bir karar vermen için) sana gelirlerse ister onlar arasında karar verirsin, ister kendi hallerine bırakırsın: Çünkü eğer onları kendi hallerine bırakırsan sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama eğer bir karar verirsen, onlar arasında adaletle karar ver: Allah adil davrananları bilir |
Muhammet Abay semma`une lilkezibi ekkalune lissuht. fein cauke fahkum beynehum ev a`rid `anhum. vein tu`rid `anhum feley yedurruke sey'a. vein hakemte fahkum beynehum bilkist. inne-llahe yuhibbu-lmuksitin |
Muhammet Abay semmâ`ûne lilkeẕibi ekkâlûne lissuḥt. fein câûke faḥküm beynehüm ev a`riḍ `anhüm. vein tü`riḍ `anhüm feley yeḍurrûke şey'â. vein ḥakemte faḥküm beynehüm bilḳisṭ. inne-llâhe yüḥibbü-lmuḳsiṭîn |
Muslim Shahin Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hukum ver, ister onlardan yuz cevir. Eger onlardan yuz cevirirsen sana hicbir zarar veremezler. Ve eger hukum verirsen, aralarında adaletle hukmet. Allah adil olanları sever |
Muslim Shahin Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Allah âdil olanları sever |
Saban Piris Onlar, yalana kulak verenler, haram yiyenlerdir. Eger sana gelirlerse aralarında hukum ver veya onlardan yuz cevir. Onlardan yuz cevirirsen, sana hic bir zarar veremezler, eger hukum verirsen aralarında adaletle hukmet. Allah adil olanları sever |
Saban Piris Onlar, yalana kulak verenler, haram yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse aralarında hüküm ver veya onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirirsen, sana hiç bir zarar veremezler, eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hükmet. Allah adil olanları sever |