Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Ash-Shura ayat 48 - الشُّوري - Page - Juz 25
﴿فَإِنۡ أَعۡرَضُواْ فَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ حَفِيظًاۖ إِنۡ عَلَيۡكَ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُۗ وَإِنَّآ إِذَآ أَذَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِنَّا رَحۡمَةٗ فَرِحَ بِهَاۖ وَإِن تُصِبۡهُمۡ سَيِّئَةُۢ بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيهِمۡ فَإِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ كَفُورٞ ﴾
[الشُّوري: 48]
﴿فإن أعرضوا فما أرسلناك عليهم حفيظا إن عليك إلا البلاغ وإنا إذا﴾ [الشُّوري: 48]
Ibni Kesir Eğer onlar yine yüz çevirirlerse; Biz, seni onların üzerine bekçi olarak göndermedik. Senin vazifen, sadece tebliğdir. Gerçekten Biz, insana katımızdan bir rahmet tattırırsak; o bununla sevinir. Ama elleriyle işlediklerinden ötürü başlarına bir fenalık gelirse; işte o zaman insan, cidden pek nankördür |
Gultekin Onan Sayet onlar, sırt cevirecek olurlarsa, artık biz seni onların uzerine bir gozetleyici olarak gondermis degiliz. Sana dusen, yalnızca tebligdir. Gercek su ki, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdıgımız zaman, ona sevinir. Eger onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kotuluk isabet ederse, bu durumda insan (pek) kafir kesiliverir |
Gultekin Onan Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan (pek) kafir kesiliverir |
Hasan Basri Cantay Eger onlar (imandan) yine yuz cevirirlerse biz seni (zaten) onların uzerine bir bekci gondermedik ya. Sana aid olan (vazife), tebligden baskası degildir. Hakıykat biz insana tarafımızdan bir ni´met tatdırdıgımız vakit o, bununla ferahlanır. Eger onlara, kendi ellerinin one surdukleri (ihtiyarlariyle irtikab etdikleri) seyler (gunahlar) yuzunden, bir fenalık isaabet ederse o zaman da insan cidden bir nankordur |
Hasan Basri Cantay Eğer onlar (îmandan) yine yüz çevirirlerse biz seni (zâten) onların üzerine bir bekçi göndermedik ya. Sana âid olan (vazîfe), tebliğden başkası değildir. Hakıykat biz insana tarafımızdan bir ni´met tatdırdığımız vakit o, bununla ferahlanır. Eğer onlara, kendi ellerinin öne sürdükleri (ihtiyârlariyle irtikâb etdikleri) şeyler (günâhlar) yüzünden, bir fenalık isaabet ederse o zaman da insan cidden bir nankördür |
Iskender Ali Mihr Bundan sonra eger yuz cevirirlerse, Biz seni onların uzerine muhafız olarak gondermedik. Senin uzerine dusen sadece tebligdir. Ve muhakkak ki Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdıgımız zaman onunla ferahlanır (sevinir). Ve eger elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) sebebiyle bir kotuluk isabet ederse, iste o zaman insan mutlaka kefur olur (inkar eder, nankor olur) |
Iskender Ali Mihr Bundan sonra eğer yüz çevirirlerse, Biz seni onların üzerine muhafız olarak göndermedik. Senin üzerine düşen sadece tebliğdir. Ve muhakkak ki Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır (sevinir). Ve eğer elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) sebebiyle bir kötülük isabet ederse, işte o zaman insan mutlaka kefûr olur (inkâr eder, nankör olur) |