Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah At-Taubah ayat 42 - التوبَة - Page - Juz 10
﴿لَوۡ كَانَ عَرَضٗا قَرِيبٗا وَسَفَرٗا قَاصِدٗا لَّٱتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنۢ بَعُدَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلشُّقَّةُۚ وَسَيَحۡلِفُونَ بِٱللَّهِ لَوِ ٱسۡتَطَعۡنَا لَخَرَجۡنَا مَعَكُمۡ يُهۡلِكُونَ أَنفُسَهُمۡ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ ﴾
[التوبَة: 42]
﴿لو كان عرضا قريبا وسفرا قاصدا لاتبعوك ولكن بعدت عليهم الشقة وسيحلفون﴾ [التوبَة: 42]
Ibni Kesir Eğer kolay bir kazanç ve orta bir sefer olsaydı; elbette senin arkana düşerlerdi. Fakat zorluk onlara uzak geldi. Gücümüz yetseydi; herhalde biz de sizinle beraber çıkardık, diye yemin edeceklerdir. Kendilerini helak ederler. Allah biliyor ki; onlar muhakkak yalancılardır |
Gultekin Onan Eger yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. "Eger guc yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savasa) cıkardık" diye sana Tanrı adına yemin edecekler. Kendi nefislerini helaka surukluyorlar. Tanrı onların gercekten yalan soylediklerini biliyor |
Gultekin Onan Eğer yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. "Eğer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaşa) çıkardık" diye sana Tanrı adına yemin edecekler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Tanrı onların gerçekten yalan söylediklerini biliyor |
Hasan Basri Cantay Eger (davet olundukları sey) yakın (ve dunyevi) bir menfeat, orta bir sefer olsaydı elbette senin arkana duserlerdi. Fakat mesakkatle kat edilecek olan mesafe) onlara uzak geldi. (Bununla beraber) onlar (sen «Tebuk» den donunce): «Eger gucumuz yetseydi her halde biz de sizinle beraber cıkardık» (diye) Allaha yemin edeceklerdir. Bunlar (bu suretle) kendilerini helake suruklerler. Allah biliyor ki onlar hic subhesiz ve muhakkak yalancıdırlar |
Hasan Basri Cantay Eğer (davet olundukları şey) yakın (ve dünyevî) bir menfeat, orta bir sefer olsaydı elbette senin arkana düşerlerdi. Fakat meşakkatle kat edilecek olan mesafe) onlara uzak geldi. (Bununla beraber) onlar (sen «Tebük» den dönünce): «Eğer gücümüz yetseydi her halde biz de sizinle beraber çıkardık» (diye) Allaha yemîn edeceklerdir. Bunlar (bu suretle) kendilerini helake sürüklerler. Allah biliyor ki onlar hiç şübhesiz ve muhakkak yalancıdırlar |
Iskender Ali Mihr Eger yakın olan bir dunya malı (ganimet) ve rahat bir sefer olsaydı, elbette sana tabi olurlardı ve lakin mesakkatli (sefer) onlara uzak geldi. “Sayet gucumuz yetseydi elbette sizinle beraber cıkardık” diye Allah´a yemin edeceklerdir. Kendilerini (nefslerini) helak ediyorlar. Ve Allah, onların gercekten yalancılar oldugunu bilir |
Iskender Ali Mihr Eğer yakın olan bir dünya malı (ganimet) ve rahat bir sefer olsaydı, elbette sana tâbî olurlardı ve lâkin meşakkatli (sefer) onlara uzak geldi. “Şâyet gücümüz yetseydi elbette sizinle beraber çıkardık” diye Allah´a yemin edeceklerdir. Kendilerini (nefslerini) helâk ediyorlar. Ve Allah, onların gerçekten yalancılar olduğunu bilir |