Quran with Turkish translation - Surah Fussilat ayat 17 - فُصِّلَت - Page - Juz 24
﴿وَأَمَّا ثَمُودُ فَهَدَيۡنَٰهُمۡ فَٱسۡتَحَبُّواْ ٱلۡعَمَىٰ عَلَى ٱلۡهُدَىٰ فَأَخَذَتۡهُمۡ صَٰعِقَةُ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡهُونِ بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ ﴾
[فُصِّلَت: 17]
﴿وأما ثمود فهديناهم فاستحبوا العمى على الهدى فأخذتهم صاعقة العذاب الهون بما﴾ [فُصِّلَت: 17]
Abdulbaki Golpinarli Semud'aysa dogru yolu gosterdik de onlar, korlugu, hidayetten ustun gorup sevdiler, onları da, kazandıklarına karsılık asagılatıcı bir azabın gelip catıvermesiyle helak ettim |
Adem Ugur Semud´a gelince onlara dogru yolu gosterdik, ama onlar korlugu dogru yola tercih ettiler. Boylece yapmakta oldukları kotulukler yuzunden alcaltıcı azabın yıldırımı onları carptı |
Adem Ugur Semûd´a gelince onlara doğru yolu gösterdik, ama onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Böylece yapmakta oldukları kötülükler yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarptı |
Ali Bulac Semud'a gelince; Biz onlara dogru yolu gosterdik, fakat onlar korlugu hidayete tercih ettiler. Boylece kazandıkları seyler yuzunden onları alcaltıcı azabın yıldırımı yakalayıverdi |
Ali Bulac Semud'a gelince; Biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Böylece kazandıkları şeyler yüzünden onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakalayıverdi |
Ali Fikri Yavuz Semud kavmine gelince: Biz onlara dogru yolu gosterdik de onlar, korlugu hidayete tercih ettiler. Onun icin, kazandıkları gunah yuzunden kendilerini, o siddetli azab yıldırımı yakalayıverdi |
Ali Fikri Yavuz Semûd kavmine gelince: Biz onlara doğru yolu gösterdik de onlar, körlüğü hidayete tercih ettiler. Onun için, kazandıkları günah yüzünden kendilerini, o şiddetli azab yıldırımı yakalayıverdi |
Celal Y Ld R M Semud kavmine gelince Kendilerine dogru yolu gosterdikse de onlar korlugu dogru yola tercih ettiler. Bu sebeple kazanıp elde ettiklerine karsılık asagılayıcı azab (olarak) yıldırım onları yakalayıver di |
Celal Y Ld R M Semûd kavmine gelince Kendilerine doğru yolu gösterdikse de onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Bu sebeple kazanıp elde ettiklerine karşılık aşağılayıcı azâb (olarak) yıldırım onları yakalayıver di |