Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah sad ayat 24 - صٓ - Page - Juz 23
﴿قَالَ لَقَدۡ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعۡجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِۦۖ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلۡخُلَطَآءِ لَيَبۡغِي بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٍ إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَقَلِيلٞ مَّا هُمۡۗ وَظَنَّ دَاوُۥدُ أَنَّمَا فَتَنَّٰهُ فَٱسۡتَغۡفَرَ رَبَّهُۥ وَخَرَّۤ رَاكِعٗاۤ وَأَنَابَ۩ ﴾
[صٓ: 24]
﴿قال لقد ظلمك بسؤال نعجتك إلى نعاجه وإن كثيرا من الخلطاء ليبغي﴾ [صٓ: 24]
Latin Alphabet Kale le kad zalemeke bi suali na´cetike ila niacih ve inne kesıram minel huletai le yebgıy ba´duhum ala ba´dın ilellezıne amenu ve amilus salihati ve kalılum ma hum ve zanne davudu ennema fetennahu festagfera rabbehu ve harra rakiav ve enab |
Latin Alphabet Kale lekad zalemeke bi suali na’cetike ila niacih(niacihi), ve inne kesiren minel huletai le yebgi ba’duhum ala ba’dın illellezine amenu ve amilus salihati ve kalilun ma hum, ve zanne davudu ennema fetennahu festagfere rabbehu ve harre rakian ve enab(enabe). (SECDE AYETI) |
Latin Alphabet Kâle lekad zalemeke bi suâli na’cetike ilâ niâcih(niâcihî), ve inne kesîren minel huletâi le yebgî ba’duhum alâ ba’dın illellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve kalîlun mâ hum, ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festagfere rabbehu ve harre râkian ve enâb(enâbe). (SECDE ÂYETİ) |
Muhammed Esed (Davud) dedi ki: "Bu (adam) senin koyununu kendininkiler arasına katmayı istemekle sana haksızlık yapmıs! Zaten yakınların cogu birbirlerine aynı seyi yaparlar, (Allah´a) inanıp dogru ve yararlı isler yapanlar haric. Boylesi de ne kadar az!" Davud, (bunları soylerken) Bizim kendisini sınadıgımızı (birden) anladı; bunun uzerine Rabbinden gunahını bagıslamasını diledi, secdeye kapandı ve tevbe ederek O´na yoneldi |
Muhammed Esed (Davud) dedi ki: "Bu (adam) senin koyununu kendininkiler arasına katmayı istemekle sana haksızlık yapmış! Zaten yakınların çoğu birbirlerine aynı şeyi yaparlar, (Allah´a) inanıp doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Böylesi de ne kadar az!" Davud, (bunları söylerken) Bizim kendisini sınadığımızı (birden) anladı; bunun üzerine Rabbinden günahını bağışlamasını diledi, secdeye kapandı ve tevbe ederek O´na yöneldi |
Muhammet Abay kale lekad zalemeke bisuali na`cetike ila ni`acih. veinne kesiram mine-lhuletai leyebgi ba`duhum `ala ba`din ille-llezine amenu ve`amilu-ssalihati vekalilum ma hum. vezanne davudu ennema fetennahu festagfera rabbehu veharra raki`av veenab |
Muhammet Abay ḳâle leḳad żalemeke bisüâli na`cetike ilâ ni`âcih. veinne keŝîram mine-lḫuleṭâi leyebgî ba`ḍuhüm `alâ ba`ḍin ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti veḳalîlüm mâ hüm. veżanne dâvûdü ennemâ fetennâhü festagfera rabbehû veḫarra râki`av veenâb |
Muslim Shahin Davud da soyle demisti: "Senin koyunu kendi koyunlarına istemekle sana haksızlık etmis. Ortakların cogu, birbirlerinin haklarına tecavuz ederler; ancak iman edenler ve salih amel isleyenler haric; bunlar da ne kadar azdır!" Davud, kendisini denedigimizi sandı ve Rabbinden magfiret dileyerek egilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a yoneldi |
Muslim Shahin Dâvûd da şöyle demişti: "Senin koyunu kendi koyunlarına istemekle sana haksızlık etmiş. Ortakların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler; ancak îman edenler ve sâlih amel işleyenler hâriç; bunlar da ne kadar azdır!" Dâvûd, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a yöneldi |
Saban Piris Davut: -Koyununu kendi koyunları arasına katmak istemekle sana haksızlık etmis. Zaten ortakların cogu, birbirinin hakkına tecavuz eder. Ancak iman eden ve dogruları yapanlar haric... Bunlarda ne kadar az! Davut, kendisini imtihan ettigimizi anlamıs ve Rabbi’nden bagıslanma dileyerek secdeye kapanmıs ve O’na yonelmisti |
Saban Piris Davut: -Koyununu kendi koyunları arasına katmak istemekle sana haksızlık etmiş. Zaten ortakların çoğu, birbirinin hakkına tecavüz eder. Ancak iman eden ve doğruları yapanlar hariç... Bunlarda ne kadar az! Davut, kendisini imtihan ettiğimizi anlamış ve Rabbi’nden bağışlanma dileyerek secdeye kapanmış ve O’na yönelmişti |