Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-Munafiqun ayat 4 - المُنَافِقُونَ - Page - Juz 28
﴿۞ وَإِذَا رَأَيۡتَهُمۡ تُعۡجِبُكَ أَجۡسَامُهُمۡۖ وَإِن يَقُولُواْ تَسۡمَعۡ لِقَوۡلِهِمۡۖ كَأَنَّهُمۡ خُشُبٞ مُّسَنَّدَةٞۖ يَحۡسَبُونَ كُلَّ صَيۡحَةٍ عَلَيۡهِمۡۚ هُمُ ٱلۡعَدُوُّ فَٱحۡذَرۡهُمۡۚ قَٰتَلَهُمُ ٱللَّهُۖ أَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ ﴾
[المُنَافِقُونَ: 4]
﴿وإذا رأيتهم تعجبك أجسامهم وإن يقولوا تسمع لقولهم كأنهم خشب مسندة يحسبون﴾ [المُنَافِقُونَ: 4]
Latin Alphabet Ve iza reeytehum tu´cibuke ecsamuhum ve in yekulu tesma´ likavlihim keennehum husubun musennedetun yahsebune kulle sayhatin ´aleyhim humul´aduvvu fahzerhum katelehumullahu enna yu´fekune |
Latin Alphabet Ve iza reeytehum tu’cibuke ecsamuhum, ve in yekulu tesma’, li kavlihim, ke ennehum husubun musennedeh(musennedetun), yahsebune kulle sayhatin aleyhim, humul aduvvu fahzerhum, katelehumullahu enna yu’fekun(yu’fekune) |
Latin Alphabet Ve izâ reeytehum tu’cibuke ecsâmuhum, ve in yekûlû tesma’, li kavlihim, ke ennehum huşubun musennedeh(musennedetun), yahsebûne kulle sayhatin aleyhim, humul aduvvu fahzerhum, kâtelehumullâhu ennâ yû’fekûn(yû’fekûne) |
Muhammed Esed Simdi sen onları gordugunde dıs gorunusleri hosuna gider; ve konustuklarında ne soylediklerine kulak vermek istersin. Onlar, yere (saglam sekilde) dikilmis kutukler gibi (olduklarına emin gorunseler de) her cıglıgı kendilerine (yonelik) sanırlar. Onlar (butun inanclara) dusmandırlar, oyleyse onlara karsı dikkatli ol. (Ve bedduayı hak ederler:) "Allah onları kahretsin!" Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor |
Muhammed Esed Şimdi sen onları gördüğünde dış görünüşleri hoşuna gider; ve konuştuklarında ne söylediklerine kulak vermek istersin. Onlar, yere (sağlam şekilde) dikilmiş kütükler gibi (olduklarına emin görünseler de) her çığlığı kendilerine (yönelik) sanırlar. Onlar (bütün inançlara) düşmandırlar, öyleyse onlara karşı dikkatli ol. (Ve bedduayı hak ederler:) "Allah onları kahretsin!" Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor |
Muhammet Abay veiza raeytehum tu`cibuke ecsamuhum. veiy yekulu tesma` likavlihim. keennehum husubum musennedeh. yahsebune kulle sayhatin `aleyhim. humu-l`aduvvu fahzerhum. katelehumu-llah. enna yu'fekun |
Muhammet Abay veiẕâ raeytehüm tü`cibüke ecsâmühüm. veiy yeḳûlû tesma` liḳavlihim. keennehüm ḫuşübüm müsennedeh. yaḥsebûne külle ṣayḥatin `aleyhim. hümü-l`adüvvu faḥẕerhüm. ḳâtelehümü-llâh. ennâ yü'fekûn |
Muslim Shahin Onları gordugun zaman kalıpları hosuna gider, konusurlarsa sozlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmıs kutukler gibidir. Her gurultuyu kendi aleyhlerine sanırlar. Dusman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar |
Muslim Shahin Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar |
Saban Piris Onları gordugunde dıstan hosuna gider. Konusurlarsa sozlerini dinlersin. Onlar elbise giydirilmis kereste gibidir. Her cıglıgı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, dusmandır, onlardan uzak dur. Allah onları kahretsin, nasıl da yalan soyluyorlar |
Saban Piris Onları gördüğünde dıştan hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar elbise giydirilmiş kereste gibidir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandır, onlardan uzak dur. Allah onları kahretsin, nasıl da yalan söylüyorlar |