Quran with Turkish_Diyanet translation - Surah Hud ayat 100 - هُود - Page - Juz 12
﴿ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡقُرَىٰ نَقُصُّهُۥ عَلَيۡكَۖ مِنۡهَا قَآئِمٞ وَحَصِيدٞ ﴾
[هُود: 100]
﴿ذلك من أنباء القرى نقصه عليك منها قائم وحصيد﴾ [هُود: 100]
Diyanet Isleri Bu sana anlattıklarımız, kasabaların basından gecenlerdir. Onların bir kısmı hala duruyor, bir kısmı ise silinip gitmistir |
Diyanet Isleri Iste bu helak olmus memleketlerin onemli haberlerindendir. Sana onu kissa olarak anlatiyoruz. Onlardan yerinde duranlar da var, bicilenler (yok olup gidenler) de |
Diyanet Isleri Iste bu helâk olmus memleketlerin önemli haberlerindendir. Sana onu kissa olarak anlatiyoruz. Onlardan yerinde duranlar da var, biçilenler (yok olup gidenler) de |
Diyanet Vakfi (Ey Muhammed!) Iste bu, (halkı helak olmus) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugune kadar izleri) kalan da vardır, bicilmis ekin (gibi yok olan) da vardır |
Diyanet Vakfi (Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helak olmuş) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır, biçilmiş ekin (gibi yok olan) da vardır |
Edip Yuksel Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de bicilmistir |
Edip Yuksel Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de biçilmiştir |