Quran with Turkish_Diyanet translation - Surah Al-Kahf ayat 47 - الكَهف - Page - Juz 15
﴿وَيَوۡمَ نُسَيِّرُ ٱلۡجِبَالَ وَتَرَى ٱلۡأَرۡضَ بَارِزَةٗ وَحَشَرۡنَٰهُمۡ فَلَمۡ نُغَادِرۡ مِنۡهُمۡ أَحَدٗا ﴾ 
[الكَهف: 47]
﴿ويوم نسير الجبال وترى الأرض بارزة وحشرناهم فلم نغادر منهم أحدا﴾ [الكَهف: 47]
| Diyanet Isleri Bir gun dagları yuruturuz de yeri dumduz gorursun. Hicbirini bırakmaksızın diriltip bir araya toplarız | 
| Diyanet Isleri O kiyamet gununu hatirla ki, daglari yurutecegiz ve yeryuzunu cirilciplak goreceksin. Butun insanlari, mahserde toplayacagiz hicbir kimseyi birakmayacagiz | 
| Diyanet Isleri O kiyamet gününü hatirla ki, daglari yürütecegiz ve yeryüzünü çirilçiplak göreceksin. Bütün insanlari, mahserde toplayacagiz hiçbir kimseyi birakmayacagiz | 
| Diyanet Vakfi (Dusun) o gunu ki, dagları yerinden gotururuz ve yeryuzunun cırılcıplak oldugunu gorursun. Hicbirini bırakmaksızın onları (tum oluleri) mahserde toplamıs olacagız | 
| Diyanet Vakfi (Düşün) o günü ki, dağları yerinden götürürüz ve yeryüzünün çırılçıplak olduğunu görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm ölüleri) mahşerde toplamış olacağız | 
| Edip Yuksel Dagları silip goturdugumuz ve yeri cıplak bıraktıgımız gun onları toplarız; bir tanesini bile bırakmadan | 
| Edip Yuksel Dağları silip götürdüğümüz ve yeri çıplak bıraktığımız gün onları toplarız; bir tanesini bile bırakmadan |