Quran with Turkish_Diyanet translation - Surah Al-Qasas ayat 63 - القَصَص - Page - Juz 20
﴿قَالَ ٱلَّذِينَ حَقَّ عَلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلُ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ أَغۡوَيۡنَآ أَغۡوَيۡنَٰهُمۡ كَمَا غَوَيۡنَاۖ تَبَرَّأۡنَآ إِلَيۡكَۖ مَا كَانُوٓاْ إِيَّانَا يَعۡبُدُونَ ﴾
[القَصَص: 63]
﴿قال الذين حق عليهم القول ربنا هؤلاء الذين أغوينا أغويناهم كما غوينا﴾ [القَصَص: 63]
Diyanet Isleri Hukmun aleyhlerine gerceklestigi kimseler: "Rabbimiz! Iste bunlar bizim azdırdıgımız kimselerdir. Kendimiz azdıgımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzaklasıp Sana geldik, zaten aslında bize tapmıyorlardı" derler |
Diyanet Isleri (O gun) haklarinda azaba itilme, hukmu gerceklesen kimseler, "Rabbimiz! Biz nasil azmissak, iste bu azmislari da oylece azdirdik. (Onlarin suclarindan) beri oldugumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslinda bizlere tapmiyorlardi." derler |
Diyanet Isleri (O gün) haklarinda azaba itilme, hükmü gerçeklesen kimseler, "Rabbimiz! Biz nasil azmissak, iste bu azmislari da öylece azdirdik. (Onlarin suçlarindan) beri oldugumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslinda bizlere tapmiyorlardi." derler |
Diyanet Vakfi (O gun) aleyhlerine soz (hukum) gerceklesmis olanlar: Rabbimiz! Sunlar azdırdıgımız kimselerdir. Biz nasıl azmıssak onları da oylece azdırdık (yoksa onları zorlayan bir gucumuz yoktu. Onların suclarından) beri oldugumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslında bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı), derler |
Diyanet Vakfi (O gün) aleyhlerine söz (hüküm) gerçekleşmiş olanlar: Rabbimiz! Şunlar azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak onları da öylece azdırdık (yoksa onları zorlayan bir gücümüz yoktu. Onların suçlarından) beri olduğumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslında bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı), derler |
Edip Yuksel Aleyhlerinde yargının gerceklestigi kimseler, "Rabbimiz, sunlar bizim saptırdıgımız kimselerdir; biz kendimiz sapmıs oldugumuz icin onları saptırdık. Onları bırakıp sana sıgınıyoruz. Onlar aslında bize tapmıyorlardı," derler |
Edip Yuksel Aleyhlerinde yargının gerçekleştiği kimseler, "Rabbimiz, şunlar bizim saptırdığımız kimselerdir; biz kendimiz sapmış olduğumuz için onları saptırdık. Onları bırakıp sana sığınıyoruz. Onlar aslında bize tapmıyorlardı," derler |