Quran with Turkish_Diyanet translation - Surah Ghafir ayat 47 - غَافِر - Page - Juz 24
﴿وَإِذۡ يَتَحَآجُّونَ فِي ٱلنَّارِ فَيَقُولُ ٱلضُّعَفَٰٓؤُاْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُوٓاْ إِنَّا كُنَّا لَكُمۡ تَبَعٗا فَهَلۡ أَنتُم مُّغۡنُونَ عَنَّا نَصِيبٗا مِّنَ ٱلنَّارِ ﴾
[غَافِر: 47]
﴿وإذ يتحاجون في النار فيقول الضعفاء للذين استكبروا إنا كنا لكم تبعا﴾ [غَافِر: 47]
Diyanet Isleri Atesin icinde birbirleriyle tartısırlarken, gucsuzler, buyukluk taslayanlara: "Dogrusu biz size uymustuk, simdi atesin bir parcasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler |
Diyanet Isleri Hele ates icinde birbirlerini protesto ederlerken, zayif olanlar, buyukluk taslayanlara: "Hani bizler size tabi idik. Simdi siz bizden bir ates nobetini savabiliyor musunuz?" derler |
Diyanet Isleri Hele ates içinde birbirlerini protesto ederlerken, zayif olanlar, büyüklük taslayanlara: "Hani bizler size tabi idik. Simdi siz bizden bir ates nöbetini savabiliyor musunuz?" derler |
Diyanet Vakfi (Kafirler) atesin icinde birbirleriyle cekisirlerken zayıf olanlar, o buyukluk taslayanlara: Biz size uymustuk. Simdi atesin birazını bizden savabilir misiniz? derler |
Diyanet Vakfi (Kafirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz? derler |
Edip Yuksel Ateste tartısırlarken, gucsuzler, buyukluk taslamıs olanlara, "Biz sizin izleyicileriniz idik, oyleyse bu atesin bir parcasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler |
Edip Yuksel Ateşte tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslamış olanlara, "Biz sizin izleyicileriniz idik, öyleyse bu ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler |