Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Yunus ayat 24 - يُونس - Page - Juz 11
﴿إِنَّمَا مَثَلُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا كَمَآءٍ أَنزَلۡنَٰهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ فَٱخۡتَلَطَ بِهِۦ نَبَاتُ ٱلۡأَرۡضِ مِمَّا يَأۡكُلُ ٱلنَّاسُ وَٱلۡأَنۡعَٰمُ حَتَّىٰٓ إِذَآ أَخَذَتِ ٱلۡأَرۡضُ زُخۡرُفَهَا وَٱزَّيَّنَتۡ وَظَنَّ أَهۡلُهَآ أَنَّهُمۡ قَٰدِرُونَ عَلَيۡهَآ أَتَىٰهَآ أَمۡرُنَا لَيۡلًا أَوۡ نَهَارٗا فَجَعَلۡنَٰهَا حَصِيدٗا كَأَن لَّمۡ تَغۡنَ بِٱلۡأَمۡسِۚ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ ﴾
[يُونس: 24]
﴿إنما مثل الحياة الدنيا كماء أنـزلناه من السماء فاختلط به نبات الأرض﴾ [يُونس: 24]
Ibni Kesir Dünya hayatının misali; sadece gökten indirdiğimiz su gibidir. Onunla, insan ve hayvanların yiyerek beslendikleri bitkiler bol bol yetişir; yeryüzü renk renk, çeşit çeşit masullerle süslenir. Ve yerin sahibleri bütün bunlara kadir olduklarını sandıkları sırada; geceleyin veya gündüzün emrimiz geliverirde orayı hiç birşey bitirmemişe çeviririz. Daha dün birşey yokmuş gibi olur. İşte Biz, ayetlerimizi düşünen insanlar için böylece açıklarız |
Gultekin Onan Dunya hayatının ornegi, ancak gokten indirdigimiz, onunla insanların ve hayvanların yedigi yeryuzunun bitkisi karısmıs olan bir su gibidir. Oyle ki, yer guzelligini takınıp suslendigi ve ahalisi (ehli) gercekten ona guc yetirdiklerini sanmıslarken (iste tam bu sırada) gece veya gunduz ona buyrugumuz gelmistir de, dun sanki hic bir zenginligi yokmus gibi, onu kokunden bicilip atılmıs bir durumda kılmısız. Dusunen (yetefekkerun) bir kavim icin biz ayetleri boyle ´birer birer acıklarız´ / ayrıntılandırırız |
Gultekin Onan Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki, yer güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi (ehli) gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona buyruğumuz gelmiştir de, dün sanki hiç bir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen (yetefekkerun) bir kavim için biz ayetleri böyle ´birer birer açıklarız´ / ayrıntılandırırız |
Hasan Basri Cantay Dunya yasayısının haali gokden indirdigimiz bir su gibidir ki onunla yer yuzunun — gerek insanların, gerek davarların yiyecegi — nebat (lar) ı (ag gibi birbirine orulub) karısmısdır. Tam yer, zinet ve ihtisamını takınıb suslendigi, saahibleri de ona (bicmiye, yemislerini, mahsullerini toplamıya) herhalde kaadir olduklarını sandıkları bir sırada geceleyin veya gunduzun ona emrimiz (don gibi, kasırga gibi, sel gibi bir afetimiz) gelivermisdir ki sanki dun de yerinde yokmus gibi onu ta kokunden koparılıb bicilmis bir haale getirmisizdir. Iste biz iyi dusunecek bir kavm icin ayetleri boyle acıklarız |
Hasan Basri Cantay Dünyâ yaşayışının haali gökden indirdiğimiz bir su gibidir ki onunla yer yüzünün — gerek insanların, gerek davarların yiyeceği — nebat (lar) ı (ağ gibi birbirine örülüb) karışmışdır. Tam yer, zînet ve ihtişamını takınıb süslendiği, saahibleri de ona (biçmiye, yemişlerini, mahsullerini toplamıya) herhalde kaadir olduklarını sandıkları bir sırada geceleyin veya gündüzün ona emrimiz (don gibi, kasırga gibi, sel gibi bir âfetimiz) gelivermişdir ki sanki dün de yerinde yokmuş gibi onu ta kökünden koparılıb biçilmiş bir haale getirmişizdir. İşte biz iyi düşünecek bir kavm için âyetleri böyle açıklarız |
Iskender Ali Mihr Dunya hayatının durumu (ornegi) sadece semadan indirdigimiz, boylece yeryuzunde, insanların ve hayvanların yedigi, arzın bitkileri ile karısan su gibidir. Hatta yeryuzu onun guzelligini alıp guzellestigi zaman onun sahibi, ona, kendilerinin kaadir (muktedir) oldugunu zannetti. Ona emrimiz gece veya gunduz geldi ve boylece onu hasat ettik (kokunden kopardık). Sanki dun hic olmamıs (zenginlesmemis) gibi oldu. Iste boylece ayetleri tefekkur eden bir kavim icin ayrı ayrı acıklıyoruz |
Iskender Ali Mihr Dünya hayatının durumu (örneği) sadece semadan indirdiğimiz, böylece yeryüzünde, insanların ve hayvanların yediği, arzın bitkileri ile karışan su gibidir. Hatta yeryüzü onun güzelliğini alıp güzelleştiği zaman onun sahibi, ona, kendilerinin kaadir (muktedir) olduğunu zannetti. Ona emrimiz gece veya gündüz geldi ve böylece onu hasat ettik (kökünden kopardık). Sanki dün hiç olmamış (zenginleşmemiş) gibi oldu. İşte böylece âyetleri tefekkür eden bir kavim için ayrı ayrı açıklıyoruz |