Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah al-‘Imran ayat 8 - آل عِمران - Page - Juz 3
﴿رَبَّنَا لَا تُزِغۡ قُلُوبَنَا بَعۡدَ إِذۡ هَدَيۡتَنَا وَهَبۡ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحۡمَةًۚ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡوَهَّابُ ﴾
[آل عِمران: 8]
﴿ربنا لا تزغ قلوبنا بعد إذ هديتنا وهب لنا من لدنك رحمة﴾ [آل عِمران: 8]
Ibni Kesir Ey Rabbımız; bizi, hidayetine erdirdikten sonra kalblerimizi eğriltme. Katında bize rehmet lutfet. Şüphesiz en çok lütfeden Sen´sin Sen |
Gultekin Onan Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize bir rahmet bagısla. Suphesiz, bagısı en cok olan sensin sen |
Gultekin Onan Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan sensin sen |
Hasan Basri Cantay Ey Rabbimiz, bizi dogru yola iletdikden sonra kalblerimizi (Hakdan) sapdırma. Bize kendi canibinden bir rahmet ver. Subhesiz bagısı en cok olan Sensin Sen |
Hasan Basri Cantay Ey Rabbimiz, bizi doğru yola iletdikden sonra kalblerimizi (Hakdan) sapdırma. Bize kendi canibinden bir rahmet ver. Şübhesiz bağışı en çok olan Sensin Sen |
Iskender Ali Mihr Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi olarak rahmet bagısla. Muhakkak ki sen, Vehhab´sın (vehbi olarak bagıslayansın) |
Iskender Ali Mihr Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi olarak rahmet bağışla. Muhakkak ki sen, Vehhab´sın (vehbi olarak bağışlayansın) |