×

Andolsun ki; onları, sizi yerlestirmedigimiz yerlere yerlestirmistik. Ve kendilerine kulaklar, gozler ve 46:26 Turkish_Ibni_Kesir translation

Quran infoTurkish_Ibni_KesirSurah Al-Ahqaf ⮕ (46:26) ayat 26 in Turkish_Ibni_Kesir

46:26 Surah Al-Ahqaf ayat 26 in Turkish_Ibni_Kesir (التركية ابن كثير)

Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Al-Ahqaf ayat 26 - الأحقَاف - Page - Juz 26

﴿وَلَقَدۡ مَكَّنَّٰهُمۡ فِيمَآ إِن مَّكَّنَّٰكُمۡ فِيهِ وَجَعَلۡنَا لَهُمۡ سَمۡعٗا وَأَبۡصَٰرٗا وَأَفۡـِٔدَةٗ فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُمۡ سَمۡعُهُمۡ وَلَآ أَبۡصَٰرُهُمۡ وَلَآ أَفۡـِٔدَتُهُم مِّن شَيۡءٍ إِذۡ كَانُواْ يَجۡحَدُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ ﴾
[الأحقَاف: 26]

Andolsun ki; onları, sizi yerlestirmedigimiz yerlere yerlestirmistik. Ve kendilerine kulaklar, gozler ve kalbler vermistik. Ne var ki; kulakları, gozleri ve kalbleri onlara bir fayda saglamadı. Cunku onlar; Allah´ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlardı. Sonunda onları alay ettikleri sey kusatıverdi

❮ Previous Next ❯

ترجمة: ولقد مكناهم فيما إن مكناكم فيه وجعلنا لهم سمعا وأبصارا وأفئدة فما, باللغة التركية ابن كثير

﴿ولقد مكناهم فيما إن مكناكم فيه وجعلنا لهم سمعا وأبصارا وأفئدة فما﴾ [الأحقَاف: 26]

Ibni Kesir
Andolsun ki; onları, sizi yerleştirmediğimiz yerlere yerleştirmiştik. Ve kendilerine kulaklar, gözler ve kalbler vermiştik. Ne var ki; kulakları, gözleri ve kalbleri onlara bir fayda sağlamadı. Çünkü onlar; Allah´ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlardı. Sonunda onları alay ettikleri şey kuşatıverdi
Gultekin Onan
Andolsun, biz onları, sizleri kendisinde yerlesik kılmadıgımız yerlerde (size vermedigimiz guc ve iktidar imkanlarıyla) yerlesik kıldık ve onlara isitme, gorme (duyularını) ve yurekler (efideten) verdik. Ancak ne isitme, ne gorme (duyuları) ve ne yurekleri (efidetuhum) kendilerine herhangi bir sey saglamadı. Cunku onlar, Tanrı´nın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri sey onları sarıp kusattı
Gultekin Onan
Andolsun, biz onları, sizleri kendisinde yerleşik kılmadığımız yerlerde (size vermediğimiz güç ve iktidar imkanlarıyla) yerleşik kıldık ve onlara işitme, görme (duyularını) ve yürekler (efideten) verdik. Ancak ne işitme, ne görme (duyuları) ve ne yürekleri (efidetühüm) kendilerine herhangi bir şey sağlamadı. Çünkü onlar, Tanrı´nın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri şey onları sarıp kuşattı
Hasan Basri Cantay
Andolsun ki size bile vermediginiz imkanlardan (cihetlerden) biz onlara (nice) kudret vermisdik. Onlara kulak (lar), gozler, gonuller de vermisdik. Fakat ne kulakları, ne gozleri, ne gonulleri onlara hicbir seyle faide vermedi. Cunku onlar Allahın ayetlerini bilerek inkar ediyorlardı. (Nihayet) istihza edegeldikleri sey cepcevre kendilerini kusatıverdi
Hasan Basri Cantay
Andolsun ki size bile vermediğiniz imkânlardan (cihetlerden) biz onlara (nice) kudret vermişdik. Onlara kulak (lar), gözler, gönüller de vermişdik. Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne gönülleri onlara hiçbir şeyle fâide vermedi. Çünkü onlar Allahın âyetlerini bilerek inkâr ediyorlardı. (Nihayet) istihza edegeldikleri şey çepçevre kendilerini kuşatıverdi
Iskender Ali Mihr
Ve andoldun ki Biz, onlara size dahi vermedigimiz imkanları verdik. Ve onlara isitme, gorme hassaları ve idrak verdik. Fakat isitme ve gorme hassaları onlara fayda saglamadı. Ve idrakleri de onlara bir sey saglamadı. Allah´ın ayetlerini bilerek inkar ediyorlardı. Ve alay etmis oldukları sey onları kusattı
Iskender Ali Mihr
Ve andoldun ki Biz, onlara size dahi vermediğimiz imkânları verdik. Ve onlara işitme, görme hassaları ve idrak verdik. Fakat işitme ve görme hassaları onlara fayda sağlamadı. Ve idrakleri de onlara bir şey sağlamadı. Allah´ın âyetlerini bilerek inkâr ediyorlardı. Ve alay etmiş oldukları şey onları kuşattı
❮ Previous Next ❯

Verse in more languages

Transliteration Bangla Bosnian German English Persian French Hindi Indonesian Kazakh Dutch Russian Spanish Turkish Urdu Uzbek