Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Al-Ma’idah ayat 66 - المَائدة - Page - Juz 6
﴿وَلَوۡ أَنَّهُمۡ أَقَامُواْ ٱلتَّوۡرَىٰةَ وَٱلۡإِنجِيلَ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِم مِّن رَّبِّهِمۡ لَأَكَلُواْ مِن فَوۡقِهِمۡ وَمِن تَحۡتِ أَرۡجُلِهِمۚ مِّنۡهُمۡ أُمَّةٞ مُّقۡتَصِدَةٞۖ وَكَثِيرٞ مِّنۡهُمۡ سَآءَ مَا يَعۡمَلُونَ ﴾
[المَائدة: 66]
﴿ولو أنهم أقاموا التوراة والإنجيل وما أنـزل إليهم من ربهم لأكلوا من﴾ [المَائدة: 66]
Ibni Kesir Eğer onlar; Tevrat´ı, İncil´i ve kendilerine Rabblarından indirilmiş olanı dosdoğru tutsalardı; muhakkak ki hem üstlerinden, hem de ayaklarının altlarından yiyeceklerdi. İçlerinden orta yolu tutan bir ümmet vardır. Onlardan bir çoğunun yapmakta oldukları şey ise ne kötüdür |
Gultekin Onan Ve eger onlar Tevrat´ı, Incil´i ve kendilerine rablerinden indirileni ayakta tutsalardı, elbette ustlerinden ve ayaklarının altından [sayısız nimeti] yiyeceklerdi. Iclerinde asırı olmayan (mutedil) bir ummet vardır. Onlardan cogunun yaptıkları ise ne kotudur |
Gultekin Onan Ve eğer onlar Tevrat´ı, İncil´i ve kendilerine rablerinden indirileni ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından [sayısız nimeti] yiyeceklerdi. İçlerinde aşırı olmayan (mutedil) bir ümmet vardır. Onlardan çoğunun yaptıkları ise ne kötüdür |
Hasan Basri Cantay Bir de eger onlar Tevratı, Incili ve Rablerinden kendilerine indirilen (Kur´anın hukumlerin) i dosdogru tutsalar (tatbik ve icra etseler) di muhakkak ki hem ustlerinden, hem ayaklarının altından yiyeceklerdi. (Her taraflarından Allahın ni´metlerine gark olacaklardı). Iclerinde iktisatcı (mutedil, tarafsız, yahud iktisad bilgisine vakıf) bir zumre de vardır. Onlardan bir cogunun yapmakda oldukları ise ne kadar kotudur |
Hasan Basri Cantay Bir de eğer onlar Tevrâtı, İncili ve Rablerinden kendilerine indirilen (Kur´ânın hükümlerîn) i dosdoğru tutsalar (tatbîk ve icra etseler) di muhakkak ki hem üstlerinden, hem ayaklarının altından yiyeceklerdi. (Her taraflarından Allahın ni´metlerine gark olacaklardı). İçlerinde iktisatçı (mutedil, tarafsız, yahud iktisâd bilgisine vâkıf) bir zümre de vardır. Onlardan bir çoğunun yapmakda oldukları ise ne kadar kötüdür |
Iskender Ali Mihr Ve eger Kitap Ehli, Tevrat ve Incil´i ve Rabb´lerinden kendilerine indirileni, geregi gibi uygulasalardı (yerine getirselerdi),mutlaka onlar, hem ustlerinden hem de ayaklarının altından (nice nimetler) yerlerdi. Onlardan bir kısmı (evliyalık mertebesine ulasmıs, henuz daimi zikre ulasmamıs) muktesid olan bir ummettir. Ve (fakat) onlardan bir cogunun yaptıkları sey ne kotu |
Iskender Ali Mihr Ve eğer Kitap Ehli, Tevrat ve İncil´i ve Rabb´lerinden kendilerine indirileni, gereği gibi uygulasalardı (yerine getirselerdi),mutlaka onlar, hem üstlerinden hem de ayaklarının altından (nice nimetler) yerlerdi. Onlardan bir kısmı (evliyalık mertebesine ulaşmış, henüz daimi zikre ulaşmamış) muktesid olan bir ümmettir. Ve (fakat) onlardan bir çoğunun yaptıkları şey ne kötü |