Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Al-Qamar ayat 46 - القَمَر - Page - Juz 27
﴿بَلِ ٱلسَّاعَةُ مَوۡعِدُهُمۡ وَٱلسَّاعَةُ أَدۡهَىٰ وَأَمَرُّ ﴾
[القَمَر: 46]
﴿بل الساعة موعدهم والساعة أدهى وأمر﴾ [القَمَر: 46]
| Ibni Kesir Daha doğrusu onlara vaadolunan asıl saattir. O saat ne belalı, ne acıdır |
| Gultekin Onan Daha dogrusu onlara vaadedilen (asıl azab) (kıyamet) saatidir. O saat, ´kurtulus olmayan daha korkunc bir bela´ ve daha acıdır |
| Gultekin Onan Daha doğrusu onlara vaadedilen (asıl azab) (kıyamet) saatidir. O saat, ´kurtuluş olmayan daha korkunç bir bela´ ve daha acıdır |
| Hasan Basri Cantay Daha dogrusu onlara va´d olunan asıl (azabın) vakti, o saatdir. O saat (in azabı) daha belalı, daha acıdır |
| Hasan Basri Cantay Daha doğrusu onlara va´d olunan asıl (azabın) vakti, o sâatdir. O saat (in azâbı) daha belâlı, daha acıdır |
| Iskender Ali Mihr Hayır, onlara vaadedilen (azap), o saattir (kıyamet vaktidir). Ve o saat, daha korkunc ve daha dehsetlidir |
| Iskender Ali Mihr Hayır, onlara vaadedilen (azap), o saattir (kıyâmet vaktidir). Ve o saat, daha korkunç ve daha dehşetlidir |