Quran with Turkish_Tefhim translation - Surah Al-A‘raf ayat 164 - الأعرَاف - Page - Juz 9
﴿وَإِذۡ قَالَتۡ أُمَّةٞ مِّنۡهُمۡ لِمَ تَعِظُونَ قَوۡمًا ٱللَّهُ مُهۡلِكُهُمۡ أَوۡ مُعَذِّبُهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗاۖ قَالُواْ مَعۡذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ ﴾
[الأعرَاف: 164]
﴿وإذ قالت أمة منهم لم تعظون قوما الله مهلكهم أو معذبهم عذابا﴾ [الأعرَاف: 164]
Tefhim Ul Kuran Onlardan bir topluluk: «Allah´ın kendilerini yıkıma ugratmak veya siddetli bir azaba ugratmak istedigi bir kavme ne diye ogut veriyorsunuz?» dediginde «Rabbinize karsı bir ozur icin ve bir ihtimal sakınabilirler, diye» dediler |
Shaban Britch Onlardan bir topluluk soyle diyordu: Allah’ın helak edecegi ve siddetli bir ceza ile cezalandıracagı topluma niye ogut veriyorsunuz? Rabbinize karsı bir mazeret beyan edelim diye bir de belki sakınırlar/takvalı olurlar! diye cevap verdiler |
Shaban Britch Onlardan bir topluluk şöyle diyordu: Allah’ın helak edeceği ve şiddetli bir ceza ile cezalandıracağı topluma niye öğüt veriyorsunuz? Rabbinize karşı bir mazeret beyan edelim diye bir de belki sakınırlar/takvalı olurlar! diye cevap verdiler |
Suat Yildirim Hani onlardan bir cemaat: “Allah'ın yerle bir edecegi veya siddetli bir felaket gonderecegi su guruha ne diye bosuna ogut verip duruyorsunuz?” demisti.O salih kisiler de: “Rabbinize mazeret arz edebilmek icin! Bir de ne bilirsiniz, olur ki Allah’a karsı gelmekten nihayet sakınırlar umidiyle ogut veriyoruz.” diye cevap verdiler |
Suat Yildirim Hani onlardan bir cemaat: “Allah'ın yerle bir edeceği veya şiddetli bir felaket göndereceği şu gürûha ne diye boşuna öğüt verip duruyorsunuz?” demişti.O salih kişiler de: “Rabbinize mazeret arz edebilmek için! Bir de ne bilirsiniz, olur ki Allah’a karşı gelmekten nihayet sakınırlar ümidiyle öğüt veriyoruz.” diye cevap verdiler |
Suleyman Ates Iclerinden bir topluluk: "Allah'ın helak edecegi, yahut siddetli bir sekilde azabedecegi bir kavme artık ne diye ogut veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize ma'zeret (beyan edebilmek) icin, bir de belki korunurlar diye (ogut veriyoruz) |
Suleyman Ates İçlerinden bir topluluk: "Allah'ın helak edeceği, yahut şiddetli bir şekilde azabedeceği bir kavme artık ne diye öğüt veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize ma'zeret (beyan edebilmek) için, bir de belki korunurlar diye (öğüt veriyoruz) |