Quran with Turkish translation - Surah Ibrahim ayat 37 - إبراهِيم - Page - Juz 13
﴿رَّبَّنَآ إِنِّيٓ أَسۡكَنتُ مِن ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيۡرِ ذِي زَرۡعٍ عِندَ بَيۡتِكَ ٱلۡمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ فَٱجۡعَلۡ أَفۡـِٔدَةٗ مِّنَ ٱلنَّاسِ تَهۡوِيٓ إِلَيۡهِمۡ وَٱرۡزُقۡهُم مِّنَ ٱلثَّمَرَٰتِ لَعَلَّهُمۡ يَشۡكُرُونَ ﴾
[إبراهِيم: 37]
﴿ربنا إني أسكنت من ذريتي بواد غير ذي زرع عند بيتك المحرم﴾ [إبراهِيم: 37]
Abdulbaki Golpinarli Rabbimiz, soyumun bir kısmını ekin bitmez bir yere, hurmeti vacib olan evinin yanına yerlestirdim, Rabbimiz, namaz kılsınlar diye. Artık insanların bir kısmı da onlara gonul versin, sevsinler onları ve sukretmeleri icin de meyvelerle rızıklandır onları |
Adem Ugur Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdogru kılmaları icin ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem´inin (Kabe´nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerlestirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gonullerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere sukrederler |
Adem Ugur Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem´inin (Kâbe´nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler |
Ali Bulac Rabbimiz, gercekten ben, cocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerlestirdim; Rabbimiz, dosdogru namazı kılsınlar diye (oyle yaptım), boylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım urunlerden rızıklandır. Umulur ki sukrederler |
Ali Bulac Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler |
Ali Fikri Yavuz Ey Rabbimiz! Ben, evladımdan bir kısmını senin mukaddes olan evinin (Kabe’nin) yanında, ekin bitmez bir vadide yerlestirdim. Ey Rabbimiz! Namazı geregi uzere kılsınlar diye... Artık insanlardan bir kısmının kalblerini onlara meylettir (arzulayarak yanlarına varıp Kabe’yi ziyaret etsinler). Sukretmeleri icin de o belde halkını bazı meyvalarla rızıklandır |
Ali Fikri Yavuz Ey Rabbimiz! Ben, evlâdımdan bir kısmını senin mukaddes olan evinin (Kâbe’nin) yanında, ekin bitmez bir vadide yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı gereği üzere kılsınlar diye... Artık insanlardan bir kısmının kalblerini onlara meylettir (arzulayarak yanlarına varıp Kâbe’yi ziyaret etsinler). Şükretmeleri için de o belde halkını bazı meyvalarla rızıklandır |
Celal Y Ld R M «Rabbimiz ! Dogrusu ben cccuklarımdan bir kısmını senin Hurmetli Evin´in yanına ziraatsız bir vadiye yerlestirdim. Rabbimiz! Namaz kılsınlar diye (boyle bir yer sectim). Artık sen insanlardan bir kısmının gonlunu hevesle onlara meylettir; onları bazı meyvelerle rızıklandır; umulur ki sukrederler.» |
Celal Y Ld R M «Rabbimiz ! Doğrusu ben çccuklarımdan bir kısmını senin Hürmetli Evin´in yanına ziraatsız bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namaz kılsınlar diye (böyle bir yer seçtim). Artık sen insanlardan bir kısmının gönlünü hevesle onlara meylettir; onları bazı meyvelerle rızıklandır; umulur ki şükrederler.» |