×

Şüphe yok ki Allah, adaleti, lütuf ve keremde bulunmayı ve yakınlara ihtiyaçları 16:90 Turkish translation

Quran infoTurkishSurah An-Nahl ⮕ (16:90) ayat 90 in Turkish

16:90 Surah An-Nahl ayat 90 in Turkish (التركية)

Quran with Turkish translation - Surah An-Nahl ayat 90 - النَّحل - Page - Juz 14

﴿۞ إِنَّ ٱللَّهَ يَأۡمُرُ بِٱلۡعَدۡلِ وَٱلۡإِحۡسَٰنِ وَإِيتَآيِٕ ذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَيَنۡهَىٰ عَنِ ٱلۡفَحۡشَآءِ وَٱلۡمُنكَرِ وَٱلۡبَغۡيِۚ يَعِظُكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ ﴾
[النَّحل: 90]

Şüphe yok ki Allah, adaleti, lütuf ve keremde bulunmayı ve yakınlara ihtiyaçları olan şeyleri vermeyi emreder ve çirkin olan, kötü görünen şeylerle haksızlığı nehyeder; öğüt alasınız diye de size öğüt vermededir

❮ Previous Next ❯

ترجمة: إن الله يأمر بالعدل والإحسان وإيتاء ذي القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر, باللغة التركية

﴿إن الله يأمر بالعدل والإحسان وإيتاء ذي القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر﴾ [النَّحل: 90]

Abdulbaki Golpinarli
Suphe yok ki Allah, adaleti, lutuf ve keremde bulunmayı ve yakınlara ihtiyacları olan seyleri vermeyi emreder ve cirkin olan, kotu gorunen seylerle haksızlıgı nehyeder; ogut alasınız diye de size ogut vermededir
Adem Ugur
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiligi, akrabaya yardım etmeyi emreder, cirkin isleri, fenalık ve azgınlıgı da yasaklar. O, dusunup tutasınız diye size ogut veriyor
Adem Ugur
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor
Ali Bulac
Suphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; cirkin utanmazlıklardan (fahsadan), kotuluklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size ogut vermektedir, umulur ki ogut alıp-dusunursunuz
Ali Bulac
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz
Ali Fikri Yavuz
Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emrediyor. Zinadan, fenalıklardan ve insanlara zulum yapmaktan da nehyediyor. Size boyle ogud veriyor ki, benimseyip tutasınız. (ADALET: Her seyi yerli yerine koymak demektir. Zulmun zıddıdır. Her hakkın bası, Allah hakkı oldugundan ona ortak kosmamak, tevhide iman etmek esastır. Bundan sonra ilahi olculere gore her seyin hakkını vermek adalettir. IHSAN: Farzları yerine getirmek, Allah’ı gorur gibi kendisine ibadet etmek, bir seyi guzel ve iyi yapmak manalarına gelir)
Ali Fikri Yavuz
Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emrediyor. Zinadan, fenalıklardan ve insanlara zulüm yapmaktan da nehyediyor. Size böyle öğüd veriyor ki, benimseyip tutasınız. (ADÂLET: Her şeyi yerli yerine koymak demektir. Zulmün zıddıdır. Her hakkın başı, Allah hakkı olduğundan ona ortak koşmamak, tevhide iman etmek esastır. Bundan sonra ilâhi ölçülere göre her şeyin hakkını vermek adalettir. İHSAN: Farzları yerine getirmek, Allah’ı görür gibi kendisine ibadet etmek, bir şeyi güzel ve iyi yapmak mânâlarına gelir)
Celal Y Ld R M
Suphesiz ki Allah, adaleti, iyiligi, yakınlardan (ihtiyac sahiplerine) vermeyi emreder. Her turlu hayasızlıgı, (aklın, orfun ve ser´in hos gormedigi) kotulugu ve her cesit (haksız) tecavuzu men´eder. Dinleyip dusunesiniz, dusunup anlayasınız diye size ogut verir
Celal Y Ld R M
Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiligi, yakınlardan (ihtiyaç sahiplerine) vermeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, (aklın, örfün ve şer´in hoş görmediği) kötülüğü ve her çeşit (haksız) tecâvüzü men´eder. Dinleyip düşünesiniz, düşünüp anlayasınız diye size öğüt verir
❮ Previous Next ❯

Verse in more languages

Transliteration Bangla Bosnian German English Persian French Hindi Indonesian Kazakh Dutch Russian Spanish Turkish Urdu Uzbek