Quran with Turkish translation - Surah An-Naml ayat 37 - النَّمل - Page - Juz 19
﴿ٱرۡجِعۡ إِلَيۡهِمۡ فَلَنَأۡتِيَنَّهُم بِجُنُودٖ لَّا قِبَلَ لَهُم بِهَا وَلَنُخۡرِجَنَّهُم مِّنۡهَآ أَذِلَّةٗ وَهُمۡ صَٰغِرُونَ ﴾
[النَّمل: 37]
﴿ارجع إليهم فلنأتينهم بجنود لا قبل لهم بها ولنخرجنهم منها أذلة وهم﴾ [النَّمل: 37]
Abdulbaki Golpinarli Don, git onlara, oyle bir orduyla gelecegim ki karsı duramayacaklar ve oradan, horhakir bir halde cıkaracagım onları, asagılık bir hale gelecek onlar |
Adem Ugur (Ey elci!) Onlara don; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karsı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan cıkarırız |
Adem Ugur (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız |
Ali Bulac Sen onlara don, Biz onlara oyle ordularla geliriz ki, onların karsı koymaları mumkun degil ve Biz onları ordan horlanmıs-asagılanmıs ve kucuk dusurulmusler olarak surup cıkarırız |
Ali Bulac Sen onlara dön, Biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve Biz onları ordan horlanmış-aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız |
Ali Fikri Yavuz (Ey heyet reisi, hediyelerinle) don o padisaha (Belkıs’a) ve kavmine... VAllahi, karsı gelemiyecekleri ordularla varırım da, oradan (Sebe’den) kendilerini zilletler icinde hor oldukları halde cıkarırım.” |
Ali Fikri Yavuz (Ey heyet reisi, hediyelerinle) dön o padişaha (Belkıs’a) ve kavmine... VAllahi, karşı gelemiyecekleri ordularla varırım da, oradan (Sebe’den) kendilerini zilletler içinde hor oldukları halde çıkarırım.” |
Celal Y Ld R M Sen artık (getirdigin hediyenle) onlara don. Yemin ederim ki, karsı koyamıyacakları bir ordu ile kendilerine gelecegiz ve onları asagılayıp rusvay edilmis bir halde zelil ve hakir olarak (yurtlarından) cıkaracagız,» dedi |
Celal Y Ld R M Sen artık (getirdiğin hediyenle) onlara dön. Yemin ederim ki, karşı koyamıyacakları bir ordu ile kendilerine geleceğiz ve onları aşağılayıp rüsvay edilmiş bir halde zelil ve hakîr olarak (yurtlarından) çıkaracağız,» dedi |