Quran with Turkish translation - Surah At-Taubah ayat 118 - التوبَة - Page - Juz 11
﴿وَعَلَى ٱلثَّلَٰثَةِ ٱلَّذِينَ خُلِّفُواْ حَتَّىٰٓ إِذَا ضَاقَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلۡأَرۡضُ بِمَا رَحُبَتۡ وَضَاقَتۡ عَلَيۡهِمۡ أَنفُسُهُمۡ وَظَنُّوٓاْ أَن لَّا مَلۡجَأَ مِنَ ٱللَّهِ إِلَّآ إِلَيۡهِ ثُمَّ تَابَ عَلَيۡهِمۡ لِيَتُوبُوٓاْۚ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ ﴾
[التوبَة: 118]
﴿وعلى الثلاثة الذين خلفوا حتى إذا ضاقت عليهم الأرض بما رحبت وضاقت﴾ [التوبَة: 118]
Abdulbaki Golpinarli Geri kalan uc kisiye, yeryuzu o kadar genisken daraldıkca daralmıs, gonulleri sıkıldıkca sıkılmıstı da sonucu Allah'tan, gene ancak Allah'a kacılabilecegini anlamıslardı. Sonra Allah, onları da tovbeye muvaffak etmisti. Suphe yok ki Allah bir mabuttur ki odur tovbeleri kabul eden rahim |
Adem Ugur Ve (seferden) geri bırakılan uc kisinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryuzu, genisligine ragmen onlara dar gelmis, vicdanları kendilerini sıktıkca sıkmıstı. Nihayet Allah´tan (O´nun azabından) yine Allah´a sıgınmaktan baska care olmadıgını anlamıslardı. Sonra (eski hallerine) donmeleri icin Allah onların tevbesini kabul etti. Cunku Allah tevbeyi cok kabul eden, pek esirgeyendir |
Adem Ugur Ve (seferden) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryüzü, genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah´tan (O´nun azabından) yine Allah´a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir |
Ali Bulac (Savastan) Geri bırakılan uc (kisiyi) de (bagısladı). Oyle ki, butun genisligine ragmen yeryuzu onlara dar gelmisti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı) gelmisti ve O'nun dısında (yine) Allah'tan baska bir sıgınacak olmadıgını iyice anladılar. Sonra tevbe etsinler diye onların tevbesini kabul etti. Suphesiz Allah, (yalnızca) O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir |
Ali Bulac (Savaştan) Geri bırakılan üç (kişiyi) de (bağışladı). Öyle ki, bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı) gelmişti ve O'nun dışında (yine) Allah'tan başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra tevbe etsinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah, (yalnızca) O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir |
Ali Fikri Yavuz (Tebuk savasından) geri kalan uc kisiyi (Ensar’dan Kab Ibni Malik, Hilal Ibni Umeyye, Murare Ibni Rebi’i) de Allah bagısladı. Cunku o derece bunalmıslardı ki, yeryuzu butun genisligi ile onlara dar gelmis, vicdanları da kendilerini sıkmıstı ve Allah’dan kurtulusun ancak Allah’a sıgınmakta oldugunu anlamıslardı. Bundan sonra Allah onları tevbekar olmaya muvaffak kılıp tevbelerini kabul buyurdu. Suphesiz ki Allah, tevbeleri cok cok kabul edicidir, cok merhametlidir |
Ali Fikri Yavuz (Tebük savaşından) geri kalan üç kişiyi (Ensar’dan Kâb İbni Mâlik, Hilâl İbni Ümeyye, Mürare İbni Rebî’i) de Allah bağışladı. Çünkü o derece bunalmışlardı ki, yeryüzü bütün genişliği ile onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıkmıştı ve Allah’dan kurtuluşun ancak Allah’a sığınmakta olduğunu anlamışlardı. Bundan sonra Allah onları tevbekâr olmaya muvaffak kılıp tevbelerini kabul buyurdu. Şüphesiz ki Allah, tevbeleri çok çok kabul edicidir, çok merhametlidir |
Celal Y Ld R M Ve geriye kalan o uc kisinin de, butun genisligiyle beraber (oylesine bunalmıslardı ki) yeryuzu onlara dar gelip, vicdanları icin icin onları sıkıp durduktan ve Allah´tan baska sıgınacak bir (kapı) bulunmadıgını kesinlikle anladıktan sonra eski hallerine donmeleri icin onları tevbeye muvaffak kıldı. Suphesiz ki Allah tevbeleri cokca kabul edendir ve O cok merhametlidir |
Celal Y Ld R M Ve geriye kalan o üç kişinin de, bütün genişliğiyle beraber (öylesine bunalmışlardı ki) yeryüzü onlara dar gelip, vicdanları için için onları sıkıp durduktan ve Allah´tan başka sığınacak bir (kapı) bulunmadığını kesinlikle anladıktan sonra eski hallerine dönmeleri için onları tevbeye muvaffak kıldı. Şüphesiz ki Allah tevbeleri çokça kabul edendir ve O çok merhametlidir |