Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah An-Nur ayat 43 - النور - Page - Juz 18
﴿أَلَمۡ تَرَ أَنَّ ٱللَّهَ يُزۡجِي سَحَابٗا ثُمَّ يُؤَلِّفُ بَيۡنَهُۥ ثُمَّ يَجۡعَلُهُۥ رُكَامٗا فَتَرَى ٱلۡوَدۡقَ يَخۡرُجُ مِنۡ خِلَٰلِهِۦ وَيُنَزِّلُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن جِبَالٖ فِيهَا مِنۢ بَرَدٖ فَيُصِيبُ بِهِۦ مَن يَشَآءُ وَيَصۡرِفُهُۥ عَن مَّن يَشَآءُۖ يَكَادُ سَنَا بَرۡقِهِۦ يَذۡهَبُ بِٱلۡأَبۡصَٰرِ ﴾
[النور: 43]
﴿ألم تر أن الله يزجي سحابا ثم يؤلف بينه ثم يجعله ركاما﴾ [النور: 43]
Latin Alphabet E lem tera ennellahe yuzcı sehaben summe yuellifu beynehu summe yec´aluhu rukamen fe teral vedka yahrucu min hılalihv ve yunezzilu mines semai min cibalin fıha mim beradin fe yusıybu bihı mey yesau ve yasrifuhu ammey yesa´ yekadu senaberkıhı yezhebu bil ebsar |
Latin Alphabet E lem tera ennallahe yuzci sehaben summe yuellifu beynehu summe yec´aluhu rukamen fe teral vedka yahrucu min hılalih(hılalihi), ve yunezzilu mines semai min cibalin fiha min beredin fe yusibu bihi men yesau ve yasrifuhu an men yesau, yekadu sena berkıhi yezhebu bil ebsar(ebsari) |
Latin Alphabet E lem tera ennallâhe yuzcî sehâben summe yuellifu beynehu summe yec´aluhu rukâmen fe teral vedka yahrucu min hılâlih(hılâlihî), ve yunezzilu mines semâi min cibâlin fîhâ min beredin fe yusîbu bihî men yeşâu ve yasrifuhu an men yeşâu, yekâdu senâ berkıhî yezhebu bil ebsâr(ebsâri) |
Muhammed Esed Gormuyor musun, bulutları surukleyen, sonra onları birbiri uzerine yıgan ve derken senin onların bagrından bosaldıgını gordugun yagmuru yagdıran Allah´tır. Ve gokten doluyla yuklu (bulut) dagları indiriveren ve onların simseginin parıltısı neredeyse gozleri kamastırır(ken) diledigi kimseyi doluya ugratan, diledigi kimseden de onu uzak tutan Allah´tır |
Muhammed Esed Görmüyor musun, bulutları sürükleyen, sonra onları birbiri üzerine yığan ve derken senin onların bağrından boşaldığını gördüğün yağmuru yağdıran Allah´tır. Ve gökten doluyla yüklü (bulut) dağları indiriveren ve onların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırır(ken) dilediği kimseyi doluya uğratan, dilediği kimseden de onu uzak tutan Allah´tır |
Muhammet Abay elem tera enne-llahe yuzci sehaben summe yu'ellifu beynehu summe yec`aluhu rukamen fetere-lvedka yahrucu min hilalih. veyunezzilu mine-ssemai min cibalin fiha mim beradin feyusibu bihi mey yesau veyasrifuhu `am mey yesa'. yekadu sena berkihi yezhebu bil'ebsar |
Muhammet Abay elem tera enne-llâhe yüzcî seḥâben ŝümme yü'ellifü beynehû ŝümme yec`alühû rukâmen fetere-lvedḳa yaḫrucü min ḫilâlih. veyünezzilü mine-ssemâi min cibâlin fîhâ mim beradin feyüṣîbü bihî mey yeşâü veyaṣrifühû `am mey yeşâ'. yekâdü senâ berḳihî yeẕhebü bil'ebṣâr |
Muslim Shahin Gormez misin ki Allah bir takım bulutları (cıkarıp) suruyor, sonra onları bir araya getirip ust uste yıgıyor. Iste goruyorsun ki bunlar arasından yagmur cıkıyor. O, gokten, oradaki daglardan (daglar buyuklugunde bulutlardan) dolu indirir. Artık onu diledigine isabet ettirir; dilediginden de onu uzak tutar; (bu bulutların) simseginin parıltısı neredeyse gozleri alır |
Muslim Shahin Görmez misin ki Allah bir takım bulutları (çıkarıp) sürüyor, sonra onları bir araya getirip üst üste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasından yağmur çıkıyor. O, gökten, oradaki dağlardan (dağlar büyüklüğünde bulutlardan) dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; (bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır |
Saban Piris Gormuyor musun ki Allah, bulutları suruyor, sonra bir araya getirip, ust uste yıgıyor. Iste o zaman aralarından yagmurun cıktıgını gorursun. Gokten, icinde dolu bulunan daglar gibi bulutlar indirir de, bu doluyu diledigine isabet ettirir. Dilediginden de uzak tutar. Simsegin parıltısı ise neredeyse gozleri kamastırır |
Saban Piris Görmüyor musun ki Allah, bulutları sürüyor, sonra bir araya getirip, üst üste yığıyor. İşte o zaman aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Gökten, içinde dolu bulunan dağlar gibi bulutlar indirir de, bu doluyu dilediğine isabet ettirir. Dilediğinden de uzak tutar. Şimşeğin parıltısı ise neredeyse gözleri kamaştırır |