Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah At-Tahrim ayat 3 - التَّحرِيم - Page - Juz 28
﴿وَإِذۡ أَسَرَّ ٱلنَّبِيُّ إِلَىٰ بَعۡضِ أَزۡوَٰجِهِۦ حَدِيثٗا فَلَمَّا نَبَّأَتۡ بِهِۦ وَأَظۡهَرَهُ ٱللَّهُ عَلَيۡهِ عَرَّفَ بَعۡضَهُۥ وَأَعۡرَضَ عَنۢ بَعۡضٖۖ فَلَمَّا نَبَّأَهَا بِهِۦ قَالَتۡ مَنۡ أَنۢبَأَكَ هَٰذَاۖ قَالَ نَبَّأَنِيَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡخَبِيرُ ﴾
[التَّحرِيم: 3]
﴿وإذ أسر النبي إلى بعض أزواجه حديثا فلما نبأت به وأظهره الله﴾ [التَّحرِيم: 3]
Latin Alphabet Ve iz eserrennebiyyu ila ba´dı ezvacihi hadiysen felemma nebbeet bihi ve ezharehullahu ´aleyhi ´arrefe ba´dahu ve a´reda ´anba´dın felemma nebbeeha bihi kalet men enbeeke haza kale nebbeeniyel´aliymulhabiyru |
Latin Alphabet Ve iz eserren nebiyyu ila ba’dı ezvacihi hadisa(hadisen), fe lemma nebbeet bihi ve azherehullahu aleyhi arrefe ba’dahu ve a’rada an ba’d(ba’dın), fe lemma nebbeeha bihi kalet men enbeeke haza, kale nebbeeniyel alimul habir(habiru) |
Latin Alphabet Ve iz eserren nebiyyu ilâ ba’dı ezvâcihî hadîsâ(hadîsen), fe lemmâ nebbeet bihî ve azherehullâhu aleyhi arrefe ba’dahu ve a’rada an ba’d(ba’dın), fe lemmâ nebbeehâ bihî kâlet men enbeeke hâzâ, kâle nebbeeniyel alîmul habîr(habîru) |
Muhammed Esed Hani, (bir gun) Peygamber, eslerinden birine gizli bir seyler soylemisti; esi bunu ifsa edip Allah da Peygamber´e bildirince, Peygamber (soylediklerinin) bir kısmını (digerlerine de) anlatmıs, bir kısmına ise hic deginmemisti. Peygamber durumu esine anlatınca, kadın: "Bunu sana kim soyledi?" diye sordu. (Peygamber de,) "Her seyi Bilen, Her seyden Haberdar Olan, bana soyledi" diye cevap verdi |
Muhammed Esed Hani, (bir gün) Peygamber, eşlerinden birine gizli bir şeyler söylemişti; eşi bunu ifşa edip Allah da Peygamber´e bildirince, Peygamber (söylediklerinin) bir kısmını (diğerlerine de) anlatmış, bir kısmına ise hiç değinmemişti. Peygamber durumu eşine anlatınca, kadın: "Bunu sana kim söyledi?" diye sordu. (Peygamber de,) "Her şeyi Bilen, Her şeyden Haberdar Olan, bana söyledi" diye cevap verdi |
Muhammet Abay veiz eserra-nnebiyyu ila ba`di ezvacihi hadisa. felemma nebbeet bihi veazherahu-llahu `aleyhi `arrafe ba`dahu vea`rada `am ba`d. felemma nebbeeha bihi kalet men embeeke haza. kale nebbeeniye-l`alimu-lhabir |
Muhammet Abay veiẕ eserra-nnebiyyü ilâ ba`ḍi ezvâcihî ḥadîŝâ. felemmâ nebbeet bihî veażherahü-llâhü `aleyhi `arrafe ba`ḍahû vea`raḍa `am ba`ḍ. felemmâ nebbeehâ bihî ḳâlet men embeeke hâẕâ. ḳâle nebbeeniye-l`alîmü-lḫabîr |
Muslim Shahin Peygamber, eslerinden birine gizlice bir soz soylemisti. Fakat esi, o sozu baskalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e acıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmis, bir kısmından da vazgecmisti. Peygamber bunu ona haber verince esi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber de "Her seyi hakkıyla bilen, her seyden hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" demisti |
Muslim Shahin Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber de "Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyden hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" demişti |
Saban Piris Peygamber eslerinden birine gizli bir soz soylemisti. O da bunu baskasına soyleyince Allah bunu peygambere acıkladı. Bir kısmını bildirmis, bir kısmını bırakmıstı. Peygamber bunu esine haber verince o: -Bunu sana kim haber verdi? dedi. -Bana, alim ve haberdar olan (Allah) haber verdi, dedi |
Saban Piris Peygamber eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. O da bunu başkasına söyleyince Allah bunu peygambere açıkladı. Bir kısmını bildirmiş, bir kısmını bırakmıştı. Peygamber bunu eşine haber verince o: -Bunu sana kim haber verdi? dedi. -Bana, alim ve haberdar olan (Allah) haber verdi, dedi |