Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Hud ayat 8 - هُود - Page - Juz 12
﴿وَلَئِنۡ أَخَّرۡنَا عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابَ إِلَىٰٓ أُمَّةٖ مَّعۡدُودَةٖ لَّيَقُولُنَّ مَا يَحۡبِسُهُۥٓۗ أَلَا يَوۡمَ يَأۡتِيهِمۡ لَيۡسَ مَصۡرُوفًا عَنۡهُمۡ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ ﴾ 
[هُود: 8]
﴿ولئن أخرنا عنهم العذاب إلى أمة معدودة ليقولن ما يحبسه ألا يوم﴾ [هُود: 8]
| Ibni Kesir Sayılı bir müddete kadar üzerlerinden azabı erteleyecek olsak mutlaka: Bunu alıkoyan da ne? derler. Dikkat edin, o geldiği gün, onlardan asla dönmeyecek, alaya aldıkları şey onları mahvedecektir  | 
| Gultekin Onan Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ummete (veya belirli bir sureye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun gelecegi gun, onlardan geri cevrilecek degildir ve alaya almakta oldukları sey de kendilerini cepecevre kusatacaktır  | 
| Gultekin Onan Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır  | 
| Hasan Basri Cantay Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir muddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: «Bunu alıkoyan (sebeb) de ne»? Haberiniz olsun ki, o bunlara gelecegi gun kendilerinden dondurulecek degildir. Eglenceye alageldikleri sey (azab) onları cepcevre kusatacakdır  | 
| Hasan Basri Cantay Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir müddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: «Bunu alıkoyan (sebeb) de ne»? Haberiniz olsun ki, o bunlara geleceği gün kendilerinden döndürülecek değildir. Eğlenceye alageldikleri şey (azâb) onları çepçevre kuşatacakdır  | 
| Iskender Ali Mihr Ve eger bir ummete azabı, (onlardan) belli bir sure ertelesek (tehir etsek), mutlaka: “Onu tutan (men eden) nedir?” derler. Onlara azap geldigi gun, onlardan uzaklastırılacak degil. (Oyle) degil mi? Onunla alay etmis oldukları sey, onları kusattı (ihata etti)  | 
| Iskender Ali Mihr Ve eğer bir ümmete azabı, (onlardan) belli bir süre ertelesek (tehir etsek), mutlaka: “Onu tutan (men eden) nedir?” derler. Onlara azap geldiği gün, onlardan uzaklaştırılacak değil. (Öyle) değil mi? Onunla alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı (ihata etti)  |