Quran with Turkish_Tefhim translation - Surah al-‘Imran ayat 152 - آل عِمران - Page - Juz 4
﴿وَلَقَدۡ صَدَقَكُمُ ٱللَّهُ وَعۡدَهُۥٓ إِذۡ تَحُسُّونَهُم بِإِذۡنِهِۦۖ حَتَّىٰٓ إِذَا فَشِلۡتُمۡ وَتَنَٰزَعۡتُمۡ فِي ٱلۡأَمۡرِ وَعَصَيۡتُم مِّنۢ بَعۡدِ مَآ أَرَىٰكُم مَّا تُحِبُّونَۚ مِنكُم مَّن يُرِيدُ ٱلدُّنۡيَا وَمِنكُم مَّن يُرِيدُ ٱلۡأٓخِرَةَۚ ثُمَّ صَرَفَكُمۡ عَنۡهُمۡ لِيَبۡتَلِيَكُمۡۖ وَلَقَدۡ عَفَا عَنكُمۡۗ وَٱللَّهُ ذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ﴾
[آل عِمران: 152]
﴿ولقد صدقكم الله وعده إذ تحسونهم بإذنه حتى إذا فشلتم وتنازعتم في﴾ [آل عِمران: 152]
Tefhim Ul Kuran Andolsun, Allah size verdigi sozunde sadık kaldı; siz O´nun izniyle onları kırıp geciriyordunuz. Oyle ki sevdiginiz (zafer) i size gosterdikten sonra, siz yılgınlık gosterdiniz, isyan ettiniz ve emir hakkında cekistiniz. Sizden kiminiz dunyayı istiyor, kiminiz de ahireti istiyordu. Sonra (Allah) denemek icin sizi ondan cevirdi. Ama (yine de) sizi bagısladı. Allah mu´minlere karsı fazl (ve ihsan) sahibi olandır |
Shaban Britch Allah, elbette size verdigi sozu tuttu. O'nun izniyle dusmanlarınızı yok etmek uzereydiniz. Fakat, Allah size arzuladıklarınızı (zaferi) gosterdikten sonra gevsediniz, ayrılıga dustunuz ve (peygamberin) emrine itaatsizlik ettiniz. Icinizden dunyayı isteyenler de vardı, ahireti isteyenler de. Sonra imtihan etmek icin onların karsısında sizi bozguna ugrattı. Artık Allah sizi affetmistir. Cunku Allah, muminlere karsı cok lutufkardır |
Shaban Britch Allah, elbette size verdiği sözü tuttu. O'nun izniyle düşmanlarınızı yok etmek üzereydiniz. Fakat, Allah size arzuladıklarınızı (zaferi) gösterdikten sonra gevşediniz, ayrılığa düştünüz ve (peygamberin) emrine itaatsizlik ettiniz. İçinizden dünyayı isteyenler de vardı, ahireti isteyenler de. Sonra imtihan etmek için onların karşısında sizi bozguna uğrattı. Artık Allah sizi affetmiştir. Çünkü Allah, müminlere karşı çok lütufkardır |
Suat Yildirim Allah size yaptıgı yardım vaadini gerceklestirdi: O'nun izni ile o dusmanlarınızı kırıp geciriyordunuz. Allah’ın, size arzuladıgınız galibiyeti gostermesine kadar, boylece bu vaad yerine geldi. Ama sonra siz isyan ettiniz, verilen emir hakkında cekistiniz, yılgınlık gosterdiniz. O esnada kiminiz dunya menfaatini istiyordu, kiminiz ahiret mukafatını. Sonra Allah sizi denemek icin, onlara karsı size verdigi destegi geri cekti, bozguna ugradınız. Bununla beraber sizin kusurlarınızı bagısladı da! Zaten Allah muminlere bol lutuf ve inayet sahibidir |
Suat Yildirim Allah size yaptığı yardım vaadini gerçekleştirdi: O'nun izni ile o düşmanlarınızı kırıp geçiriyordunuz. Allah’ın, size arzuladığınız galibiyeti göstermesine kadar, böylece bu vaad yerine geldi. Ama sonra siz isyan ettiniz, verilen emir hakkında çekiştiniz, yılgınlık gösterdiniz. O esnada kiminiz dünya menfaatini istiyordu, kiminiz âhiret mükâfatını. Sonra Allah sizi denemek için, onlara karşı size verdiği desteği geri çekti, bozguna uğradınız. Bununla beraber sizin kusurlarınızı bağışladı da! Zaten Allah müminlere bol lütuf ve inayet sahibidir |
Suleyman Ates Kendi izniyle onları oldurdugunuz surece Allah, size (yardım) va'dini dogruladı: Nihayet siz korktunuz, Allah size sevdiginiz(galibiyet)i gosterdikten sonra (verilen) emir hakkında (birbirinizle) cekisip isyan ettiniz: Kiminiz dunyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi denemek icin onlardan geri cevirdi (yenilgiye ugrattı. Buna ragmen) sizi bagısladı. Allah mu'minlere karsı cok lutufkardır |
Suleyman Ates Kendi izniyle onları öldürdüğünüz sürece Allah, size (yardım) va'dini doğruladı: Nihayet siz korktunuz, Allah size sevdiğiniz(galibiyet)i gösterdikten sonra (verilen) emir hakkında (birbirinizle) çekişip isyan ettiniz: Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi denemek için onlardan geri çevirdi (yenilgiye uğrattı. Buna rağmen) sizi bağışladı. Allah mü'minlere karşı çok lutufkardır |