Quran with Turkish_Tefhim translation - Surah Saba’ ayat 23 - سَبإ - Page - Juz 22
﴿وَلَا تَنفَعُ ٱلشَّفَٰعَةُ عِندَهُۥٓ إِلَّا لِمَنۡ أَذِنَ لَهُۥۚ حَتَّىٰٓ إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمۡ قَالُواْ مَاذَا قَالَ رَبُّكُمۡۖ قَالُواْ ٱلۡحَقَّۖ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡكَبِيرُ ﴾
[سَبإ: 23]
﴿ولا تنفع الشفاعة عنده إلا لمن أذن له حتى إذا فزع عن﴾ [سَبإ: 23]
Tefhim Ul Kuran O´nun katında, kendisine izin verdigi kimsenin dısında sefaati yarar saglamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine:) «Rabbiniz ne buyurdu?» derler, «Hak olanı» derler. O, cok yuce olandır, cok buyuk olandır |
Shaban Britch Katında izin verdigi kimseden baskasının sefaati fayda vermez. Sonunda yureklerindeki korku giderilince: Rabbiniz ne dedi? Derler. Onlar da: Hakk olanı (buyurdu) derler. Ustun ve en buyuk O’dur |
Shaban Britch Katında izin verdiği kimseden başkasının şefaati fayda vermez. Sonunda yüreklerindeki korku giderilince: Rabbiniz ne dedi? Derler. Onlar da: Hakk olanı (buyurdu) derler. Üstün ve en büyük O’dur |
Suat Yildirim Allah'ın huzurunda, O’nun izin verdiginden baskasının sefaati fayda vermez. Nihayet o kıyamet saati dehsetinden duydukları korku gelince: O dirilenler birbirlerine “Rabbimiz neye hukmetti?” diye sorarlar.Otekiler: “Hak ve adalet neyi gerektiriyorsa o hukmu verdi.” derler. “O, yuceler Yucesi, buyukler Buyugudur.” |
Suat Yildirim Allah'ın huzurunda, O’nun izin verdiğinden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet o kıyamet saati dehşetinden duydukları korku gelince: O dirilenler birbirlerine “Rabbimiz neye hükmetti?” diye sorarlar.Ötekiler: “Hak ve adalet neyi gerektiriyorsa o hükmü verdi.” derler. “O, yüceler Yücesi, büyükler Büyüğüdür.” |
Suleyman Ates O'nun huzurunda, O'nun izin verdigi kimselerden baskasının sefa'ati fayda vermez. Nihayet onların yureklerinden korku giderilince (birbirlerine): "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. "Hakkı (buyurdu)" derler. O, yucedir, buyuktur |
Suleyman Ates O'nun huzurunda, O'nun izin verdiği kimselerden başkasının şefa'ati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince (birbirlerine): "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. "Hakkı (buyurdu)" derler. O, yücedir, büyüktür |