Quran with Turkish_Tefhim translation - Surah At-Taubah ayat 6 - التوبَة - Page - Juz 10
﴿وَإِنۡ أَحَدٞ مِّنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ ٱسۡتَجَارَكَ فَأَجِرۡهُ حَتَّىٰ يَسۡمَعَ كَلَٰمَ ٱللَّهِ ثُمَّ أَبۡلِغۡهُ مَأۡمَنَهُۥۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٞ لَّا يَعۡلَمُونَ ﴾
[التوبَة: 6]
﴿وإن أحد من المشركين استجارك فأجره حتى يسمع كلام الله ثم أبلغه﴾ [التوبَة: 6]
Tefhim Ul Kuran Eger musriklerden biri, senden ´aman isterse´, ona aman ver; oyle ki Allah´ın sozunu dinlemis olsun, sonra onu ´guvenlik icinde olacagı yere ulastır´. Bu, onların elbette bilmeyen bir topluluk olmaları nedeniyledir |
Shaban Britch Eger musriklerden birisi senden eman dilerse, ona eman ver, ta ki Allah’ın kelamını dinlesin. Sonra onu guven icinde olacagı bir yere ulastır. Cunku onlar bilmeyen bir toplumdur |
Shaban Britch Eğer müşriklerden birisi senden eman dilerse, ona eman ver, ta ki Allah’ın kelamını dinlesin. Sonra onu güven içinde olacağı bir yere ulaştır. Çünkü onlar bilmeyen bir toplumdur |
Suat Yildirim Eger musriklerden biri senden sıgınma hakkı isteyip yanına gelmek isterse, sen ona guvence ver, ta ki Allah'ın kelamını dinlesin, dusunsun. Sonra sayet Muslumanlıgı benimsemezse onu, kendisini guvenlikte hissedecegi yere (vatanına) ulastır.Oyle! (Bu sıgınma ve gonderme islemini yapmalı), zira onlar Islam’ın gercek mahiyetini bilmeyen bir topluluktur |
Suat Yildirim Eğer müşriklerden biri senden sığınma hakkı isteyip yanına gelmek isterse, sen ona güvence ver, ta ki Allah'ın kelamını dinlesin, düşünsün. Sonra şayet Müslümanlığı benimsemezse onu, kendisini güvenlikte hissedeceği yere (vatanına) ulaştır.Öyle! (Bu sığınma ve gönderme işlemini yapmalı), zira onlar İslâm’ın gerçek mahiyetini bilmeyen bir topluluktur |
Suleyman Ates Ve eger ortak kosanlardan biri guvence dileyip yanına gelmek isterse, onu yanına al ki, Allah'ın sozunu isitsin; sonra onu guven icinde bulunacagı yere ulastır. Boyle (yap), cunku onlar, bilmez bir topluluktur |
Suleyman Ates Ve eğer ortak koşanlardan biri güvence dileyip yanına gelmek isterse, onu yanına al ki, Allah'ın sözünü işitsin; sonra onu güven içinde bulunacağı yere ulaştır. Böyle (yap), çünkü onlar, bilmez bir topluluktur |