Quran with Turkish translation - Surah al-‘Imran ayat 159 - آل عِمران - Page - Juz 4
﴿فَبِمَا رَحۡمَةٖ مِّنَ ٱللَّهِ لِنتَ لَهُمۡۖ وَلَوۡ كُنتَ فَظًّا غَلِيظَ ٱلۡقَلۡبِ لَٱنفَضُّواْ مِنۡ حَوۡلِكَۖ فَٱعۡفُ عَنۡهُمۡ وَٱسۡتَغۡفِرۡ لَهُمۡ وَشَاوِرۡهُمۡ فِي ٱلۡأَمۡرِۖ فَإِذَا عَزَمۡتَ فَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلۡمُتَوَكِّلِينَ ﴾
[آل عِمران: 159]
﴿فبما رحمة من الله لنت لهم ولو كنت فظا غليظ القلب لانفضوا﴾ [آل عِمران: 159]
Abdulbaki Golpinarli Allah'ın rahmetiyle onlara karsı yumusak davrandın, yoksa kaba ve katı yurekli olsaydın mutlaka yanından ayrılıp giderlerdi. Bagısla onları, yarlıganmalarını dile onların, is hususunda danıs onlarla. Fakat ise girismeyi de kurdun mu dayan Allah'a. Suphe yok ki Allah, dayananları sever |
Adem Ugur O vakit Allah´tan bir rahmet ile onlara yumusak davrandın! Sayet sen kaba, katı yurekli olsaydın, hic suphesiz, etrafından dagılıp giderlerdi. Su halde onları affet; bagıslanmaları icin dua et; is hakkında onlara danıs. Kararını verdigin zaman da artık Allah´a dayanıp guven. Cunku Allah, kendisine dayanıp guvenenleri sever |
Adem Ugur O vakit Allah´tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah´a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever |
Ali Bulac Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumusak davrandın. Eger kaba, katı yurekli olsaydın onlar cevrenden dagılır giderlerdi. Oyleyse onları bagısla, onlar icin bagıslanma dile ve is konusunda onlarla musavere et. Eger azmedersen artık Allah'a tevekkul et. Suphesiz Allah, tevekkul edenleri sever |
Ali Bulac Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever |
Ali Fikri Yavuz Uhud savasında sen, Allah’dan gelen bir merhamet sayesindedir ki, onlara (Ashaba) yumusak davrandın. Eger kaba, katı yurekli olsaydın, muhakkak onlar etrafından dagılıp gitmislerdi. Artık onları bagısla ve kendilerine Allah’dan magfiret dile. Is hususunda fikirlerini al (musavere et). Musavereden sonra da bir seyi yapmaga karar verdin mi, artık Allah’a guven ve dayan. Gercekten Allah tevekkul edenleri sever |
Ali Fikri Yavuz Uhud savaşında sen, Allah’dan gelen bir merhamet sayesindedir ki, onlara (Ashaba) yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, muhakkak onlar etrafından dağılıp gitmişlerdi. Artık onları bağışla ve kendilerine Allah’dan mağfiret dile. İş hususunda fikirlerini al (müşavere et). Müşavereden sonra da bir şeyi yapmağa karar verdin mi, artık Allah’a güven ve dayan. Gerçekten Allah tevekkül edenleri sever |
Celal Y Ld R M Ancak Allah´ın rahmetiyledir ki, sen onlara yumusak (ve hosgoruyle) davrandın. Eger kaba, katı yurekli olsaydın, elbette etrafından dagılır, giderlerdi. O halde onları affet, onlar icin istigfarda bulun, (dunya) isiyle ilgili hususlarda onlara danıs (goruslerini al). (Bu yoldan hareketle) azmettigin zaman artık Allah´a guvenip dayan. Cunku Allah kendisine guvenip dayananları sever |
Celal Y Ld R M Ancak Allah´ın rahmetiyledir ki, sen onlara yumuşak (ve hoşgörüyle) davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, elbette etrafından dağılır, giderlerdi. O halde onları affet, onlar için istiğfarda bulun, (dünya) işiyle ilgili hususlarda onlara danış (görüşlerini al). (Bu yoldan hareketle) azmettiğin zaman artık Allah´a güvenip dayan. Çünkü Allah kendisine güvenip dayananları sever |