Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Yunus ayat 18 - يُونس - Page - Juz 11
﴿وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَضُرُّهُمۡ وَلَا يَنفَعُهُمۡ وَيَقُولُونَ هَٰٓؤُلَآءِ شُفَعَٰٓؤُنَا عِندَ ٱللَّهِۚ قُلۡ أَتُنَبِّـُٔونَ ٱللَّهَ بِمَا لَا يَعۡلَمُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ ﴾
[يُونس: 18]
﴿ويعبدون من دون الله ما لا يضرهم ولا ينفعهم ويقولون هؤلاء شفعاؤنا﴾ [يُونس: 18]
Latin Alphabet Ve ya´budune min dunillahi ma la yedurruhum ve la yenfeuhum ve yekulune haulai sufeauna ındellah kul etunebbiunellahe bima la ya´lemu fis semavati ve la fil ard subhanehu ve teala amma yasrikun |
Latin Alphabet Ve ya´budune min dunillahi ma la yedurruhum ve la yenfeuhum ve yekulune haulai sufeauna indallah(indallahi), kul e tunebbiunallahe bima la ya´lemu fis semavati ve la fil ard(ardı), subhanehu ve teala amma yusrikun(yusrikune) |
Latin Alphabet Ve ya´budûne min dûnillâhi mâ lâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum ve yekûlûne hâulâi şufeâunâ indallâh(indallâhi), kul e tunebbiûnâllâhe bimâ lâ ya´lemu fîs semâvâti ve lâ fîl ard(ardı), subhânehu ve teâlâ ammâ yuşrikûn(yuşrikûne) |
Muhammed Esed ve (ne de) Allah´la beraber, kendilerine ne bir yarar ne de zarar verebilecek durumda olmayan seylere veya varlıklara kulluk edip (kendi kendilerine), "Bunlar bizim Allah katındaki kayırıcılarımızdır" diyen (kimse)ler!.. De ki: "Goklerde ve yerde Allah´ın bilmedigi bir seyi mi O´na haber verebileceginizi sanıyorsunuz? (Yoo,) kudret ve egemenliginde sınırsız olan O´dur, ve insanların O´na, ilahlıgında ortak yakıstırdıkları her seyden sonsuzcasına yucedir |
Muhammed Esed ve (ne de) Allah´la beraber, kendilerine ne bir yarar ne de zarar verebilecek durumda olmayan şeylere veya varlıklara kulluk edip (kendi kendilerine), "Bunlar bizim Allah katındaki kayırıcılarımızdır" diyen (kimse)ler!.. De ki: "Göklerde ve yerde Allah´ın bilmediği bir şeyi mi O´na haber verebileceğinizi sanıyorsunuz? (Yoo,) kudret ve egemenliğinde sınırsız olan O´dur, ve insanların O´na, ilahlığında ortak yakıştırdıkları her şeyden sonsuzcasına yücedir |
Muhammet Abay veya`budune min duni-llahi ma la yedurruhum vela yenfe`uhum veyekulune haulai sufe`auna `inde-llah. kul etunebbiune-llahe bima la ya`lemu fi-ssemavati vela fi-l'ard. subhanehu vete`ala `amma yusrikun |
Muhammet Abay veya`büdûne min dûni-llâhi mâ lâ yeḍurruhüm velâ yenfe`uhüm veyeḳûlûne hâülâi şüfe`âünâ `inde-llâh. ḳul etünebbiûne-llâhe bimâ lâ ya`lemü fi-ssemâvâti velâ fi-l'arḍ. sübḥânehû vete`âlâ `ammâ yüşrikûn |
Muslim Shahin Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek seylere tapıyorlar ve: «Bunlar, Allah katında bizim sefaatcılarımızdır» diyorlar. De ki: «Siz Allah’a goklerde ve yerde bilemeyecegi bir seyi mi haber veriyorsunuz? Hasa! O, onların ortak kostuklarından uzak ve yucedir.» |
Muslim Shahin Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: «Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır» diyorlar. De ki: «Siz Allah’a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.» |
Saban Piris Kendilerine fayda da zarar da veremeyen seylere: -Bunlar Allah katında bizim sefaatcilerimizdir, diyerek Allah’tan baskalarına kulluk ederler. De ki: -Allah’a, goklerde ve yerde bilmedigi bir seyi mi haber veriyorsunuz? Allah, kostukları sirklerden munezzeh ve yucedir |
Saban Piris Kendilerine fayda da zarar da veremeyen şeylere: -Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir, diyerek Allah’tan başkalarına kulluk ederler. De ki: -Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Allah, koştukları şirklerden münezzeh ve yücedir |