Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-Kahf ayat 42 - الكَهف - Page - Juz 15
﴿وَأُحِيطَ بِثَمَرِهِۦ فَأَصۡبَحَ يُقَلِّبُ كَفَّيۡهِ عَلَىٰ مَآ أَنفَقَ فِيهَا وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا وَيَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي لَمۡ أُشۡرِكۡ بِرَبِّيٓ أَحَدٗا ﴾
[الكَهف: 42]
﴿وأحيط بثمره فأصبح يقلب كفيه على ما أنفق فيها وهي خاوية على﴾ [الكَهف: 42]
Latin Alphabet Ve uhıyta bi semerihı fe asbeha yukallibu keffeyhi ala ma enfeka fıha ve hiye haviyetun ala urusiha ve yekulu ya leytenı lem usrik bi rabbı ehada |
Latin Alphabet Ve uhita bi semerihi fe asbeha yukallibu keffeyhi ala ma enfeka fiha ve hiye haviyetun ala urusiha ve yekulu ya leyteni lem usrik bi rabbi ehada(ehaden) |
Latin Alphabet Ve uhîta bi semerihî fe asbeha yukallibu keffeyhi alâ mâ enfeka fîhâ ve hiye hâviyetun alâ urûşihâ ve yekûlu yâ leytenî lem uşrik bi rabbî ehadâ(ehaden) |
Muhammed Esed Ve (gercekten de boyle oldu:) urunlerle dolup tasan bahceleri cepecevre tarumar edildi; ve o (bahcenin) tarumar olmus citleri, cardakları karsısında, bosa giden emegine yanarak ellerini ogustura ogustura: "Ah, n´olurdu, Rabbimden baskasına tanrısal nitelikler yakıstırmamıs olsaydım!" demekten baska soyleyecek bir sey bulamadı |
Muhammed Esed Ve (gerçekten de böyle oldu:) ürünlerle dolup taşan bahçeleri çepeçevre tarümar edildi; ve o (bahçenin) tarümar olmuş çitleri, çardakları karşısında, boşa giden emeğine yanarak ellerini oğuştura oğuştura: "Ah, n´olurdu, Rabbimden başkasına tanrısal nitelikler yakıştırmamış olsaydım!" demekten başka söyleyecek bir şey bulamadı |
Muhammet Abay veuhita bisemerihi feasbeha yukallibu keffeyhi `ala ma enfeka fiha vehiye haviyetun `ala `urusiha veyekulu ya leyteni lem usrik birabbi ehada |
Muhammet Abay veüḥîṭa biŝemerihî feaṣbeḥa yüḳallibü keffeyhi `alâ mâ enfeḳa fîhâ vehiye ḫâviyetün `alâ `urûşihâ veyeḳûlü yâ leytenî lem üşrik birabbî eḥadâ |
Muslim Shahin Derken onun serveti kusatılıp yok edildi. Boylece, bagı ugruna yaptıgı masraflardan oturu ellerini ovusturup kaldı. Bagın cardakları yere cokmustu. «Ah, diyordu, keske ben Rabbime hicbir ortak kosmamıs olsaydım!» |
Muslim Shahin Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini ovuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. «Ah, diyordu, keşke ben Rabbime hiçbir ortak koşmamış olsaydım!» |
Saban Piris Bir sabah kalktıgında urunleri yok edilmis, cardakları ise cokmustu: -Keske Rabbime kimseyi ortak kosmasaydım, diyerek; ona sarfettigi emege avuclarını ovusturuyordu |
Saban Piris Bir sabah kalktığında ürünleri yok edilmiş, çardakları ise çökmüştü: -Keşke Rabbime kimseyi ortak koşmasaydım, diyerek; ona sarfettiği emeğe avuçlarını ovuşturuyordu |