Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-hajj ayat 36 - الحج - Page - Juz 17
﴿وَٱلۡبُدۡنَ جَعَلۡنَٰهَا لَكُم مِّن شَعَٰٓئِرِ ٱللَّهِ لَكُمۡ فِيهَا خَيۡرٞۖ فَٱذۡكُرُواْ ٱسۡمَ ٱللَّهِ عَلَيۡهَا صَوَآفَّۖ فَإِذَا وَجَبَتۡ جُنُوبُهَا فَكُلُواْ مِنۡهَا وَأَطۡعِمُواْ ٱلۡقَانِعَ وَٱلۡمُعۡتَرَّۚ كَذَٰلِكَ سَخَّرۡنَٰهَا لَكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ ﴾
[الحج: 36]
﴿والبدن جعلناها لكم من شعائر الله لكم فيها خير فاذكروا اسم الله﴾ [الحج: 36]
Latin Alphabet Vel budne cealnaha lekum min seairillahi lekum fıha hayrun fezkurusmellahi aleyha savaf fe iza vecebet cunubuha fe kulu minha ve at´ımul kania vel mu´terr kezalike sehharnaha lekum leallekum teskurun |
Latin Alphabet Vel budne cealnaha lekum min seairillahi lekum fiha hayr(hayrun), fezkurusmallahi aleyha savaff(savaffe), fe iza vecebet cunubuha fe kulu minha ve at’ımul kania vel mu’terr(mu’terra), kezalike sahharnaha lekum leallekum teskurun(teskurune) |
Latin Alphabet Vel budne cealnâhâ lekum min şeâirillâhi lekum fîhâ hayr(hayrun), fezkurûsmallâhi aleyhâ savâff(savâffe), fe izâ vecebet cunûbuhâ fe kulû minhâ ve at’ımûl kânia vel mu’terr(mu’terra), kezâlike sahharnâhâ lekum leallekum teşkurûn(teşkurûne) |
Muhammed Esed Hayvanların kurban edilmesine gelince, Biz bunu sizin icin Allah tarafından konulmus simgelerden biri olarak ongorduk ki bunda sizin icin (nice) yararlar vardır. Oyleyse artık, (kurban edilmek uzere) sıraya dizildiklerinde onların uzerinde Allah´ın ismini anın; ve cansız olarak yere serildiklerinde onların etinden kendiniz de yiyin; kendi nasibiyle yetinip istemeyen kimseyi de, istemek zorunda kalan kimseyi de (onunla) doyurun. Biz, iste bu amacla onları sizin yararınıza sunuyoruz ki sukredesiniz |
Muhammed Esed Hayvanların kurban edilmesine gelince, Biz bunu sizin için Allah tarafından konulmuş simgelerden biri olarak öngördük ki bunda sizin için (nice) yararlar vardır. Öyleyse artık, (kurban edilmek üzere) sıraya dizildiklerinde onların üzerinde Allah´ın ismini anın; ve cansız olarak yere serildiklerinde onların etinden kendiniz de yiyin; kendi nasibiyle yetinip istemeyen kimseyi de, istemek zorunda kalan kimseyi de (onunla) doyurun. Biz, işte bu amaçla onları sizin yararınıza sunuyoruz ki şükredesiniz |
Muhammet Abay velbudne ce`alnaha lekum min se`airi-llahi lekum fiha hayr. fezkuru-sme-llahi `aleyha savaff. feiza vecebet cunubuha fekulu minha veat`imu-lkani`a velmu`terr. kezalike sehharnaha lekum le`allekum teskurun |
Muhammet Abay velbüdne ce`alnâhâ leküm min şe`âiri-llâhi leküm fîhâ ḫayr. feẕkürü-sme-llâhi `aleyhâ ṣavâff. feiẕâ vecebet cünûbühâ fekülû minhâ veaṭ`imü-lḳâni`a velmü`terr. keẕâlike seḫḫarnâhâ leküm le`alleküm teşkürûn |
Muslim Shahin Biz, buyuk bas hayvanları da sizin icin Allah'ın (dininin) isaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin icin hayır vardır. Su halde onlar, ayakları uzerine dururken uzerlerine Allah'ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan ustu yere dustuklerinde ise, artık (canı cıktıgında) onlardan hem kendiniz yiyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. Iste bu hayvanları biz, sukredesiniz diye sizin istifadenize verdik |
Muslim Shahin Biz, büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu halde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah'ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yiyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik |
Saban Piris Kurbanlık develeri, sizin icin Allah’ın nisanelerinden kıldık. Onlarda sizin icin hayır vardır. Onları keserken uzerlerine sadece Allah’ın adını anın. Kesilip yere dusunce onlardan yiyin. Isteyene de, istemeyene de yedirin. Sukredesiniz diye, onları iste boyle sizin emrinize sunduk |
Saban Piris Kurbanlık develeri, sizin için Allah’ın nişanelerinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Onları keserken üzerlerine sadece Allah’ın adını anın. Kesilip yere düşünce onlardan yiyin. İsteyene de, istemeyene de yedirin. Şükredesiniz diye, onları işte böyle sizin emrinize sunduk |