Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Fussilat ayat 50 - فُصِّلَت - Page - Juz 25
﴿وَلَئِنۡ أَذَقۡنَٰهُ رَحۡمَةٗ مِّنَّا مِنۢ بَعۡدِ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُ لَيَقُولَنَّ هَٰذَا لِي وَمَآ أَظُنُّ ٱلسَّاعَةَ قَآئِمَةٗ وَلَئِن رُّجِعۡتُ إِلَىٰ رَبِّيٓ إِنَّ لِي عِندَهُۥ لَلۡحُسۡنَىٰۚ فَلَنُنَبِّئَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِمَا عَمِلُواْ وَلَنُذِيقَنَّهُم مِّنۡ عَذَابٍ غَلِيظٖ ﴾
[فُصِّلَت: 50]
﴿ولئن أذقناه رحمة منا من بعد ضراء مسته ليقولن هذا لي وما﴾ [فُصِّلَت: 50]
Latin Alphabet Ve lein ezaknahu rahmetem minna mim ba´di darrae messethu le yekulenne haza lı ve ma ezunnus saate kaimetev ve heir rucı´tu ila rabbi inne lı ındehu lel husna fe le munebbiennellezıne keferu bima amilu ve le nuzıkannehum min azibn galıyz |
Latin Alphabet Ve le in ezaknahu rahmeten minna min ba’di darrae messethu le yekulenne haza li ve ma ezunnus saate kaimeten ve le in ruci’tu ila rabbi inne li indehu lel husna, fe le nunebbiennellezine keferu bima amilu ve le nuzikannehum min azabin galiz(galizin) |
Latin Alphabet Ve le in ezaknâhu rahmeten minnâ min ba’di darrâe messethu le yekûlenne hâzâ lî ve mâ ezunnus sâate kâimeten ve le in ruci’tu ilâ rabbî inne lî indehu lel husnâ, fe le nunebbiennellezîne keferû bimâ amilû ve le nuzîkannehum min azâbin galîz(galîzin) |
Muhammed Esed Ama basına bir bela geldikten sonra kendisine rahmetimizden tattırırsak, emin bir sekilde "Bu zaten benim hakkımdır!" der; ve devam eder, "Son Saat´in gelecegini de sanmıyorum: ama eger (gelirse ve) ben Rabbime dondurulursem, O´nun katında beni mutlak bir guzellik bekler!" Fakat hakikati inkara sartlanmıs olanlara (Hesap Gunu) yaptıkları her seyi apacık gosterecek ve onlara (bu sekilde) siddetli bir azap tattıracagız |
Muhammed Esed Ama başına bir bela geldikten sonra kendisine rahmetimizden tattırırsak, emin bir şekilde "Bu zaten benim hakkımdır!" der; ve devam eder, "Son Saat´in geleceğini de sanmıyorum: ama eğer (gelirse ve) ben Rabbime döndürülürsem, O´nun katında beni mutlak bir güzellik bekler!" Fakat hakikati inkara şartlanmış olanlara (Hesap Günü) yaptıkları her şeyi apaçık gösterecek ve onlara (bu şekilde) şiddetli bir azap tattıracağız |
Muhammet Abay velein ezaknahu rahmetem minna mim ba`di darrae messethu leyekulenne haza li vema ezunnu-ssa`ate kaimetev veleir ruci`tu ila rabbi inne li `indehu lelhusna. felenunebbienne-llezine keferu bima `amilu. velenuzikannehum min `azabin galiz |
Muhammet Abay velein eẕaḳnâhü raḥmetem minnâ mim ba`di ḍarrâe messethü leyeḳûlenne hâẕâ lî vemâ eżunnü-ssâ`ate ḳâimetev veleir ruci`tü ilâ rabbî inne lî `indehû lelḥusnâ. felenünebbienne-lleẕîne keferû bimâ `amilû. velenüẕîḳannehüm min `aẕâbin galîż |
Muslim Shahin Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattırırsak: Bu, benim hakkımdır, kıyametin kopacagını sanmıyorum, Rabbime dondurulmus olsam bile muhakkak O'nun katında benim icin daha guzel seyler vardır, der. Biz, inkar edenlere yaptıklarını mutlaka haber verecegiz ve muhakkak onlara agır azaptan tattıracagız |
Muslim Shahin Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattırırsak: Bu, benim hakkımdır, kıyametin kopacağını sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır, der. Biz, inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve muhakkak onlara ağır azaptan tattıracağız |
Saban Piris Kendisine dokunan bir zarardan sonra, ona biz, bir rahmet tattırırsak hemen soyle der: -Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacagını da sanmıyorum. Eger Rabbime dondurulursem, onun yanında, benim icin daha iyisi vardır. Nankorlere elbette yaptıklarını haber verecegiz ve en agır azabı onlara tattıracagız |
Saban Piris Kendisine dokunan bir zarardan sonra, ona biz, bir rahmet tattırırsak hemen şöyle der: -Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Eğer Rabbime döndürülürsem, onun yanında, benim için daha iyisi vardır. Nankörlere elbette yaptıklarını haber vereceğiz ve en ağır azabı onlara tattıracağız |