Quran with Turkish_Alphabet translation - Surah Al-A‘raf ayat 137 - الأعرَاف - Page - Juz 9
﴿وَأَوۡرَثۡنَا ٱلۡقَوۡمَ ٱلَّذِينَ كَانُواْ يُسۡتَضۡعَفُونَ مَشَٰرِقَ ٱلۡأَرۡضِ وَمَغَٰرِبَهَا ٱلَّتِي بَٰرَكۡنَا فِيهَاۖ وَتَمَّتۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ ٱلۡحُسۡنَىٰ عَلَىٰ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ بِمَا صَبَرُواْۖ وَدَمَّرۡنَا مَا كَانَ يَصۡنَعُ فِرۡعَوۡنُ وَقَوۡمُهُۥ وَمَا كَانُواْ يَعۡرِشُونَ ﴾
[الأعرَاف: 137]
﴿وأورثنا القوم الذين كانوا يستضعفون مشارق الأرض ومغاربها التي باركنا فيها وتمت﴾ [الأعرَاف: 137]
Latin Alphabet Ve evrasnel kavmellezıne kanu yustad´afune mesarikal erdı ve megaribehelletı barakna fıha ve temmet kelimetu rabbikel husna ala benı israıle bima saberu ve demmerna ma kane yesneu fir´avnu ve kavmuhu ve ma kanu ya´risun |
Latin Alphabet Ve evresnel kavmellezine kanu yustad’afune mesarikal ardı ve megaribehelleti barekna fiha, ve temmet kelimetu rabbikel husna ala beni israile bi ma saberu, ve demmerna ma kane yasnau fir’avnu ve kavmuhu ve ma kanu ya’risun(ya’risune) |
Latin Alphabet Ve evresnel kavmellezîne kânû yustad’afûne meşârikal ardı ve megâribehelletî bâreknâ fîhâ, ve temmet kelimetu rabbikel husnâ alâ benî isrâîle bi mâ saberû, ve demmernâ mâ kâne yasnau fir’avnu ve kavmuhu ve mâ kânû ya’rişûn(ya’rişûne) |
Muhammed Esed (Vaktiyle) hor gorulen/gucsuz bırakılan insanları ise kutlu kıldıgımız ulkenin dogu ve batı taraflarına mirascı kıldık. Ve Rabbinizin Israilogullarına verdigi soz, onların darlıkta gosterdikleri sabrın karsılıgı olarak (iste boylece) gerceklesmis oldu; Firavun ve halkının ozenle islediklerini, yapıp yukselttiklerini ise, hepsini, hepsini yerle bir ettik |
Muhammed Esed (Vaktiyle) hor görülen/güçsüz bırakılan insanları ise kutlu kıldığımız ülkenin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Ve Rabbinizin İsrailoğullarına verdiği söz, onların darlıkta gösterdikleri sabrın karşılığı olarak (işte böylece) gerçekleşmiş oldu; Firavun ve halkının özenle işlediklerini, yapıp yükselttiklerini ise, hepsini, hepsini yerle bir ettik |
Muhammet Abay veevrasne-lkavme-llezine kanu yustad`afune mesarika-l'ardi vemegaribehe-lleti barakna fiha. vetemmet kelimetu rabbike-lhusna `ala beni israile bima saberu. vedemmerna ma kane yasne`u fir`avnu vekavmuhu vema kanu ya`risun |
Muhammet Abay veevraŝne-lḳavme-lleẕîne kânû yüstaḍ`afûne meşâriḳa-l'arḍi vemegâribehe-lletî bâraknâ fîhâ. vetemmet kelimetü rabbike-lḥusnâ `alâ benî isrâîle bimâ ṣaberû. vedemmernâ mâ kâne yaṣne`u fir`avnü veḳavmühû vemâ kânû ya`rişûn |
Muslim Shahin Hor gorulup ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, icini bereketle doldurdugumuz yerin dogu taraflarına ve batı taraflarına mirascı kıldık. Sabırlarına karsılık Rabbinin Israilogullarına verdigi guzel soz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yetistirdikleri bahceleri helak ettik |
Muslim Shahin Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, içini bereketle doldurduğumuz yerin doğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yetiştirdikleri bahçeleri helâk ettik |
Saban Piris Yeryuzunun bereketli kıldıgımız dogusunda ve batısında gucsuzlestirilmis bir toplumu onlara varis kıldık. Israilogulları’nın sabretmelerine karsılık olarak Rabbinin hukmu en iyi sekilde yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmıs oldugu seyleri mahvettik (sanki) hukumranlık yapmamıslardı |
Saban Piris Yeryüzünün bereketli kıldığımız doğusunda ve batısında güçsüzleştirilmiş bir toplumu onlara varis kıldık. İsrailoğulları’nın sabretmelerine karşılık olarak Rabbinin hükmü en iyi şekilde yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmış olduğu şeyleri mahvettik (sanki) hükümranlık yapmamışlardı |