Quran with Turkish_Diyanet translation - Surah Hud ayat 10 - هُود - Page - Juz 12
﴿وَلَئِنۡ أَذَقۡنَٰهُ نَعۡمَآءَ بَعۡدَ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُ لَيَقُولَنَّ ذَهَبَ ٱلسَّيِّـَٔاتُ عَنِّيٓۚ إِنَّهُۥ لَفَرِحٞ فَخُورٌ ﴾
[هُود: 10]
﴿ولئن أذقناه نعماء بعد ضراء مسته ليقولن ذهب السيئات عني إنه لفرح﴾ [هُود: 10]
Diyanet Isleri Basına gelen sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak, "Musibetler basımdan gitti" der; dogrusu o, sımarıp boburlenen biridir |
Diyanet Isleri Ve sayet ona dokunan bir sikintidan sonra bir nimet tattirirsak, "Artik benden butun kotulukler silinip gitti." der, mutlaka boburlenir ve simarir |
Diyanet Isleri Ve sayet ona dokunan bir sikintidan sonra bir nimet tattirirsak, "Artik benden bütün kötülükler silinip gitti." der, mutlaka böbürlenir ve simarir |
Diyanet Vakfi Eger kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette "Kotulukler benden gitti" der. Cunku o (bunu derken) sımarıktır, kibirlidir |
Diyanet Vakfi Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette "Kötülükler benden gitti" der. Çünkü o (bunu derken) şımarıktır, kibirlidir |
Edip Yuksel Kendisine dokunan zararlardan sonra ona nimetler tattırsak, "Kotulukler benden gitti," der. Bu kez sevinclidir, kibirlidir |
Edip Yuksel Kendisine dokunan zararlardan sonra ona nimetler tattırsak, "Kötülükler benden gitti," der. Bu kez sevinçlidir, kibirlidir |