Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah al-‘Imran ayat 164 - آل عِمران - Page - Juz 4
﴿لَقَدۡ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ إِذۡ بَعَثَ فِيهِمۡ رَسُولٗا مِّنۡ أَنفُسِهِمۡ يَتۡلُواْ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتِهِۦ وَيُزَكِّيهِمۡ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَإِن كَانُواْ مِن قَبۡلُ لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ ﴾
[آل عِمران: 164]
﴿لقد من الله على المؤمنين إذ بعث فيهم رسولا من أنفسهم يتلو﴾ [آل عِمران: 164]
Ibni Kesir And olsun ki: Allah, mü´minlere büyük bir lutufda bulunmuştur. Zira onlara Allah´ın ayetlerini okuyan, teskiye eden, kitab ve hikmeti öğreten kendi içlerinden bir peygamber göndermiştir. Halbuki onlar, daha önce apaçık bir dalalet içindeydiler |
Gultekin Onan Andolsun ki Tanrı inanclılara, iclerinde kendilerinden onlara bir peygamber gondermekle lutufta bulunmustur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti ogretiyor. Ondan once ise onlar apacık bir sapıklık icindeydiler |
Gultekin Onan Andolsun ki Tanrı inançlılara, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler |
Hasan Basri Cantay Andolsun ki mu´minler daha evvel apacık ve kat´i bir sapıklık icinde bulunuyorlarken Allah, iclerinden ve kendilerinden onlara — ayetlerini okur, onları tertemiz yapar, onlara Kitab ve hikmeti ogretir —bir peygamber gondermis oldugu icin buyuk bir lutufda bulunmusdur |
Hasan Basri Cantay Andolsun ki mü´minler daha evvel apaçık ve kat´î bir sapıklık içinde bulunuyorlarken Allah, içlerinden ve kendilerinden onlara — âyetlerini okur, onları tertemiz yapar, onlara Kitab ve hikmeti öğretir —bir peygamber göndermiş olduğu için büyük bir lûtufda bulunmuşdur |
Iskender Ali Mihr And olsun ki Allah, muminleri, "Onların aralarında (kendi zamanlarında, kendi kavimleri icinde), kendilerinden bir resul beas ederek (baslarının uzerine devrin imamının ruhu bir nimet olmak uzere)" nimetlendirdi (lutufda bulundu). Onlara, O´nun (Allah´ın) ayetlerini tilavet eder, onları tezkiye eder, onlara kitap ve hikmeti ogretir. Ondan evvel ise (resule tabi olmadan evvel), onlar elbette apacık dalalet icinde idiler |
Iskender Ali Mihr And olsun ki Allah, müminleri, "Onların aralarında (kendi zamanlarında, kendi kavimleri içinde), kendilerinden bir resul beas ederek (başlarının üzerine devrin imamının ruhu bir nimet olmak üzere)" nimetlendirdi (lutufda bulundu). Onlara, O´nun (Allah´ın) ayetlerini tilâvet eder, onları tezkiye eder, onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel ise (resule tâbi olmadan evvel), onlar elbette apaçık dalâlet içinde idiler |