Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Al-A‘raf ayat 100 - الأعرَاف - Page - Juz 9
﴿أَوَلَمۡ يَهۡدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلۡأَرۡضَ مِنۢ بَعۡدِ أَهۡلِهَآ أَن لَّوۡ نَشَآءُ أَصَبۡنَٰهُم بِذُنُوبِهِمۡۚ وَنَطۡبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ فَهُمۡ لَا يَسۡمَعُونَ ﴾
[الأعرَاف: 100]
﴿أو لم يهد للذين يرثون الأرض من بعد أهلها أن لو نشاء﴾ [الأعرَاف: 100]
Ibni Kesir Sahiplerinden sonra, yeryüzüne varis olanlara besbelli değilmidir ki; eğer Biz, dileseydik onları da günahlarından dolayı cezalandırırdık. Ve onların kalbleri üzerine mühür basarız da bir şey duymazlar |
Gultekin Onan (Butun bunlar) Ehlinden sonra yeryuzunde mirascı olanları dogruya erdirme(ye veya ortaya cıkarmaya yetmez) mi? Eger biz dilemis olsaydık onlara gunahları nedeniyle bir musibet isabet ettirirdik ve kalplerine damgalar vururduk da onlar boylelikle isitmeyenler olurlardı |
Gultekin Onan (Bütün bunlar) Ehlinden sonra yeryüzünde mirasçı olanları doğruya erdirme(ye veya ortaya çıkarmaya yetmez) mi? Eğer biz dilemiş olsaydık onlara günahları nedeniyle bir musibet isabet ettirirdik ve kalplerine damgalar vururduk da onlar böylelikle işitmeyenler olurlardı |
Hasan Basri Cantay (Evvelki) saahiblerinden sonra yer yuzune varis olanlara haala su (hakıykat) belli olmadı mı ki eger biz dileseydik onları da gunahlarından dolayı musıybetlere ugratırdık. Biz onların kalbleri uzerine muhur basarız. Binaen´aleyh (hakıykatı) isitmezler |
Hasan Basri Cantay (Evvelki) saahiblerinden sonra yer yüzüne vâris olanlara haalâ şu (hakıykat) belli olmadı mı ki eğer biz dileseydik onları da günâhlarından dolayı musıybetlere uğratırdık. Biz onların kalbleri üzerine mühür basarız. Binâen´aleyh (hakıykatı) işitmezler |
Iskender Ali Mihr Ve de onun (o ulkenin) halkından sonra, yeryuzune varis olanları hidayete erdirmez mi? Eger dileseydik gunahları sebebiyle onlara (musibetler) isabet ettirirdik. Ve kalplerinin ustunu tabederdik (acılamaz damga vururduk) de artık onlar isitmezlerdi |
Iskender Ali Mihr Ve de onun (o ülkenin) halkından sonra, yeryüzüne varis olanları hidayete erdirmez mi? Eğer dileseydik günahları sebebiyle onlara (musibetler) isabet ettirirdik. Ve kalplerinin üstünü tabederdik (açılamaz damga vururduk) de artık onlar işitmezlerdi |