Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Al-A‘raf ayat 150 - الأعرَاف - Page - Juz 9
﴿وَلَمَّا رَجَعَ مُوسَىٰٓ إِلَىٰ قَوۡمِهِۦ غَضۡبَٰنَ أَسِفٗا قَالَ بِئۡسَمَا خَلَفۡتُمُونِي مِنۢ بَعۡدِيٓۖ أَعَجِلۡتُمۡ أَمۡرَ رَبِّكُمۡۖ وَأَلۡقَى ٱلۡأَلۡوَاحَ وَأَخَذَ بِرَأۡسِ أَخِيهِ يَجُرُّهُۥٓ إِلَيۡهِۚ قَالَ ٱبۡنَ أُمَّ إِنَّ ٱلۡقَوۡمَ ٱسۡتَضۡعَفُونِي وَكَادُواْ يَقۡتُلُونَنِي فَلَا تُشۡمِتۡ بِيَ ٱلۡأَعۡدَآءَ وَلَا تَجۡعَلۡنِي مَعَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّٰلِمِينَ ﴾
[الأعرَاف: 150]
﴿ولما رجع موسى إلى قومه غضبان أسفا قال بئسما خلفتموني من بعدي﴾ [الأعرَاف: 150]
Ibni Kesir Musa; kavmine kızgın ve üzgün dönünce; benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız? Rabbınızın emrinin çabucak gelmesini mi istediniz? dedi ve levhaları attı. Kardeşinin başından tutup kendisine doğru çekiyordu: Ey anamın oğlu, bu kavim beni gerçekten zayıf gördüler. Az kalsın öldürüyorlardı. Sen de bana düşmanları sevindirecek harekette bulunma ve beni zalimler güruhu ile bir tutma, dedi |
Gultekin Onan Musa kavmine oldukca kızgın, uzgun olarak dondugunde onlara: "Beni arkamdan ne kotu temsil ettiniz. Rabbinizin buyrugunu cabuklastırdınız, oyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardesini basından tutup kendisine dogru cekti (ki Harun ona:) "Annem oglu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp gucsuzlestirdi) ve neredeyse beni oldurmeye kalkıstılar. Bari sen dusmanları sevindirecek bir sey yapma ve beni bu zalimler topluluguyla birlikte kılma (sayma)" dedi |
Gultekin Onan Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: "Beni arkamdan ne kötü temsil ettiniz. Rabbinizin buyruğunu çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekti (ki Harun ona:) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye kalkıştılar. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)" dedi |
Hasan Basri Cantay Musa, kavmine ofkeli, kederli dondugu zaman dedi ki: «Size bırakdıgım su makaamımda arkamdan ne kotu isler yapmıssınız! Rabbinizin emrini (beklemeyib) acele etdiniz ha»? (Tevrat) levhaları (nı) bırakıverib kardesinin basından tutdu, onu kendine dogru cekiyordu. (Harun) «Anam oglu», dedi, bu kavm (bu adamlar) beni cidden zaif gorduler (hırpaladılar). Az kaldı ki beni oldureceklerdi. Sen de bana dusmanları sevindirecek hareketde bulunma boyle. Beni zalimler guruhiyle beraber, tutma» |
Hasan Basri Cantay Musa, kavmine öfkeli, kederli döndüğü zaman dedi ki: «Size bırakdığım şu makaamımda arkamdan ne kötü işler yapmışsınız! Rabbinizin emrini (beklemeyib) acele etdiniz ha»? (Tevrat) levhaları (nı) bırakıverib kardeşinin başından tutdu, onu kendine doğru çekiyordu. (Harun) «Anam oğlu», dedi, bu kavm (bu adamlar) beni cidden zaîf gördüler (hırpaladılar). Az kaldı ki beni öldüreceklerdi. Sen de bana düşmanları sevindirecek hareketde bulunma böyle. Beni zâlimler gürûhiyle beraber, tutma» |
Iskender Ali Mihr Ve Musa (A.S), (Allahu Teala´nın huzurundan) uzuntulu ve ofkeli olarak dondugu zaman (Allahu Teala, ona kavminin saptıgını soylemisti: Taha-85). Onlara soyle dedi: “Benden sonra (benim yoklugumda) bana ne kotu halef oldunuz. Rabbinizin emrine acele mi ettiniz (beklemediniz)?” Ve levhaları bıraktı. Kardesinin basını tuttu. Onu kendine dogru cekiyor(ken), (Harun A.S) soyle dedi: “Ey annem oglu! Muhakkak ki; (bu) kavim, beni zayıf (gucsuz) buldu. Neredeyse beni olduruyorlardı. Artık benimle (bana boyle yaparak), dusmanlarımın yuzlerini guldurme (sevindirme) ve beni, zalim kavim ile beraber kılma.” |
Iskender Ali Mihr Ve Musa (A.S), (Allahû Tealâ´nın huzurundan) üzüntülü ve öfkeli olarak döndüğü zaman (Allahû Tealâ, ona kavminin saptığını söylemişti: Taha-85). Onlara şöyle dedi: “Benden sonra (benim yokluğumda) bana ne kötü halef oldunuz. Rabbinizin emrine acele mi ettiniz (beklemediniz)?” Ve levhaları bıraktı. Kardeşinin başını tuttu. Onu kendine doğru çekiyor(ken), (Harun A.S) şöyle dedi: “Ey annem oğlu! Muhakkak ki; (bu) kavim, beni zayıf (güçsüz) buldu. Neredeyse beni öldürüyorlardı. Artık benimle (bana böyle yaparak), düşmanlarımın yüzlerini güldürme (sevindirme) ve beni, zalim kavim ile beraber kılma.” |