Quran with Turkish_Ibni_Kesir translation - Surah Al-A‘raf ayat 53 - الأعرَاف - Page - Juz 8
﴿هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّا تَأۡوِيلَهُۥۚ يَوۡمَ يَأۡتِي تَأۡوِيلُهُۥ يَقُولُ ٱلَّذِينَ نَسُوهُ مِن قَبۡلُ قَدۡ جَآءَتۡ رُسُلُ رَبِّنَا بِٱلۡحَقِّ فَهَل لَّنَا مِن شُفَعَآءَ فَيَشۡفَعُواْ لَنَآ أَوۡ نُرَدُّ فَنَعۡمَلَ غَيۡرَ ٱلَّذِي كُنَّا نَعۡمَلُۚ قَدۡ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ ﴾
[الأعرَاف: 53]
﴿هل ينظرون إلا تأويله يوم يأتي تأويله يقول الذين نسوه من قبل﴾ [الأعرَاف: 53]
Ibni Kesir Onlar, onun te´vilinden başkasını mı bekliyorlar? Onun te´vilinin geldiği gün; daha önce onu unutmuş olanlar derler ki: Gerçekten Rabbımızın elçileri, bize hakkı getirmiştir. Şimdi bize şefaat edecek var mı ki; şefaat etsin. Yahut geriye çevrilir miyiz ki, yapmış olduğumuzdan başkasını yapalım? Onlar gerçekten kendilerini hüsrana uğratmışlardır. Ve uydurageldikleri şeyler, kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur |
Gultekin Onan Onlar onun tevilinden baskasına bakmazlar mı? Onun tevilinin gelecegi gun, daha once onu unutanlar diyecekler ki: "Gercekten rabbimizin elcileri bize hakkı getirmislerdi. Simdi bize sefaat edecek sefaatciler var mıdır? Veya geri cevrilsek de islediklerimizden baskasını yapsak." Gercek su ki, onlar kendilerini husrana ugratmıslardır, uydurmakta oldukları seyler de kendilerinden uzaklasıp kaybolmuslardır |
Gultekin Onan Onlar onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar diyecekler ki: "Gerçekten rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki, onlar kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır |
Hasan Basri Cantay Onlar (kafirler) onun te´vilinden baskasını bekler mi? (Hayır). Onun haber verdigi akıbetin (baslarına) geldigi gun ise daha evvelden onu (o akıbeti) unutanlar diyecek (ler) ki; «Cidden Rabbimizin Peygamberleri hakkı (gercegi) getirmisdir. Simdi bizim icin sefaatcilerden (kimse) var mıdır ki bize sefaat etsinler, yahud (dunyaye) dondurulur muyuz ki (evvelce) yapmıs oldugumuzdan baskasını yapalım». Onlar kendilerine cidden yazık etmislerdir. Uydurmakda devam etdikleri seyler (putlar) da kendilerinden uzaklasıb gaaib olmusdur |
Hasan Basri Cantay Onlar (kâfirler) onun te´vîlinden başkasını bekler mi? (Hayır). Onun haber verdiği akıbetin (başlarına) geldiği gün ise daha evvelden onu (o akıbeti) unutanlar diyecek (ler) ki; «Cidden Rabbimizin Peygamberleri hakkı (gerçeği) getirmişdir. Şimdi bizim için şefaatçilerden (kimse) var mıdır ki bize şefaat etsinler, yahud (dünyâye) döndürülür müyüz ki (evvelce) yapmış olduğumuzdan başkasını yapalım». Onlar kendilerine cidden yazık etmişlerdir. Uydurmakda devam etdikleri şeyler (putlar) da kendilerinden uzaklaşıb gaaib olmuşdur |
Iskender Ali Mihr Onlar sadece onun teviline (yorumuna) mı bakıyorlar. Onun tevilinin geldigi gun, daha once onu unutmus olanlar: “Rabbimizin resulleri hak ile gelmistir. Artık bize sefaat edecek sefaatciler var mı ki; bize sefaat etsinler. Veya (dunyaya) dondurulmus olsaydık, yapmıs olduklarımızdan baskasını yapardık.” derler. Nefslerini husrana ugrattılar. Ve uydurdukları seyler kendilerinden ayrıldılar |
Iskender Ali Mihr Onlar sadece onun tevîline (yorumuna) mı bakıyorlar. Onun tevîlinin geldiği gün, daha önce onu unutmuş olanlar: “Rabbimizin resûlleri hak ile gelmiştir. Artık bize şefaat edecek şefaatçiler var mı ki; bize şefaat etsinler. Veya (dünyaya) döndürülmüş olsaydık, yapmış olduklarımızdan başkasını yapardık.” derler. Nefslerini hüsrana uğrattılar. Ve uydurdukları şeyler kendilerinden ayrıldılar |