Quran with Turkish_Tefhim translation - Surah Al-Kahf ayat 55 - الكَهف - Page - Juz 15
﴿وَمَا مَنَعَ ٱلنَّاسَ أَن يُؤۡمِنُوٓاْ إِذۡ جَآءَهُمُ ٱلۡهُدَىٰ وَيَسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّهُمۡ إِلَّآ أَن تَأۡتِيَهُمۡ سُنَّةُ ٱلۡأَوَّلِينَ أَوۡ يَأۡتِيَهُمُ ٱلۡعَذَابُ قُبُلٗا ﴾
[الكَهف: 55]
﴿وما منع الناس أن يؤمنوا إذ جاءهم الهدى ويستغفروا ربهم إلا أن﴾ [الكَهف: 55]
Tefhim Ul Kuran Kendilerine hidayet geldigi zaman insanları inanmaktan ve Rablerinden bagıslanma dilemelerinden alıkoyan sey, ancak evvelkilerin sunnetinin kendilerine de gelmesi ya da azabın onları karsılarcasına kendilerine gelmesi(ni beklemeleri) dir |
Shaban Britch Insanlara hidayet geldigi zaman, onları iman etmekten ve Rablerinden magfiret dilemekten alıkoyan ancak oncekilere gelenin, kendi baslarına gelmesi yahut azabın goz gore gore kendilerine gelmesini beklemeleridir |
Shaban Britch İnsanlara hidayet geldiği zaman, onları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan ancak öncekilere gelenin, kendi başlarına gelmesi yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir |
Suat Yildirim O insanları, kendilerine peygamber geldigi halde, inanmaktan ve Rab'lerinden af dilemekten alıkoyan sey, sırf Allah’ın dusturu uyarınca, evvelki ummetlerin basına gelen azabın kendilerinin de baslarına gelmesini yahut ahiret azabının gozlerinin onune konulmasını beklemeleridir |
Suat Yildirim O insanları, kendilerine peygamber geldiği halde, inanmaktan ve Rab'lerinden af dilemekten alıkoyan şey, sırf Allah’ın düsturu uyarınca, evvelki ümmetlerin başına gelen azabın kendilerinin de başlarına gelmesini yahut âhiret azabının gözlerinin önüne konulmasını beklemeleridir |
Suleyman Ates Kendilerine hidayet geldigi zaman insanları inanmaktan ve Rablerine istigfar etmekten alıkoyan sey, ancak evvelkilerin yasasının kendilerine de gelmesi(ni) yahut azabın acıkca karsılarına gelmesi(ni beklemeleri)dir |
Suleyman Ates Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerine istiğfar etmekten alıkoyan şey, ancak evvelkilerin yasasının kendilerine de gelmesi(ni) yahut azabın açıkça karşılarına gelmesi(ni beklemeleri)dir |