Quran with Turkish_Tefhim translation - Surah Al-Anbiya’ ayat 97 - الأنبيَاء - Page - Juz 17
﴿وَٱقۡتَرَبَ ٱلۡوَعۡدُ ٱلۡحَقُّ فَإِذَا هِيَ شَٰخِصَةٌ أَبۡصَٰرُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يَٰوَيۡلَنَا قَدۡ كُنَّا فِي غَفۡلَةٖ مِّنۡ هَٰذَا بَلۡ كُنَّا ظَٰلِمِينَ ﴾
[الأنبيَاء: 97]
﴿واقترب الوعد الحق فإذا هي شاخصة أبصار الذين كفروا ياويلنا قد كنا﴾ [الأنبيَاء: 97]
Tefhim Ul Kuran Gercek olan va´d yaklasmıstır, iste o zaman, kufre sapanların gozleri yuvalarından fırlayacak: «Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet icindeydik, hayır, bizler zulme sapmıstık» (diyecekler) |
Shaban Britch Iste hak olan vaat yaklasmıstır. Iste o zaman kafirlerin gozleri dehsetten donakalır Eyvah bize! Bundan once biz gaflet icindeydik. Biz gercekten zalim kimselerdik (derler) |
Shaban Britch İşte hak olan vaat yaklaşmıştır. İşte o zaman kafirlerin gözleri dehşetten donakalır Eyvah bize! Bundan önce biz gaflet içindeydik. Biz gerçekten zalim kimselerdik (derler) |
Suat Yildirim Nihayet Ye'cuc ve Me’cuc’un sedleri acılıp her tepeden dunyaya akın etmeye basladıkları, dogru vadin vaktinin yaklastıgı sıra, iste o zaman, kafirlerin gozleri birden donakalır. “Eyvah, bizlere! Biz bundan tam bir gaflet icinde idik, daha dogrusu kendimize zulmettik!” diyecekler |
Suat Yildirim Nihayet Ye'cüc ve Me’cüc’ün sedleri açılıp her tepeden dünyaya akın etmeye başladıkları, doğru vâdin vaktinin yaklaştığı sıra, işte o zaman, kâfirlerin gözleri birden donakalır. “Eyvah, bizlere! Biz bundan tam bir gaflet içinde idik, daha doğrusu kendimize zulmettik!” diyecekler |
Suleyman Ates Gercek va'd (yani kıyamet) yaklasmıs olur. Inkar edenlerin gozleri birden donup kalır. "Vah bize, biz bundan gaflet icinde idik (bunun dogru olacagını hic dusunmuyorduk). Meger biz zulmediyormusuz!" (diye mırıldandılar) |
Suleyman Ates Gerçek va'd (yani kıyamet) yaklaşmış olur. İnkar edenlerin gözleri birden donup kalır. "Vah bize, biz bundan gaflet içinde idik (bunun doğru olacağını hiç düşünmüyorduk). Meğer biz zulmediyormuşuz!" (diye mırıldandılar) |