×

Surah At-Talaq in Turkish

Quran Turkish ⮕ Surah Talaq

Translation of the Meanings of Surah Talaq in Turkish - التركية

The Quran in Turkish - Surah Talaq translated into Turkish, Surah At-Talaq in Turkish. We provide accurate translation of Surah Talaq in Turkish - التركية, Verses 12 - Surah Number 65 - Page 558.

بسم الله الرحمن الرحيم

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ ۖ وَاتَّقُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ ۖ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِن بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّا أَن يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ ۚ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ ۚ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ ۚ لَا تَدْرِي لَعَلَّ اللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَٰلِكَ أَمْرًا (1)
Ey Peygamber, kadınları boşayacağınız zaman temiz oldukları vakit boşayın ve müddetlerini sayın ve çekinin Rabbiniz Allah'tan; çıkarmayın onları evlerinden ve onlar da çıkmasınlar, ancak apaçık bir çirkin harekette bulunurlarsa o başka ve işte bunlardır Allah'ın sınırları ve kim Allah'ın sınırlarını aşarsa gerçekten de kendisine zulmeder; bilmezsin, belki de Allah, bundan sonra bir iş çıkarıverir
فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا الشَّهَادَةَ لِلَّهِ ۚ ذَٰلِكُمْ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ۚ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مَخْرَجًا (2)
Müddetlerini tamamlayınca da onları güzellikle alın, yahut da güzellikle ayrılın onlardan ve sizden iki tane adalet sahibi tanığı bulundurun da tanıklık etsinler ve tanıklığı da Allah için doğru yapın; işte Allah'a ve ahiret gününe inanana böylece öğüt verilmededir; ve kim, çekinirse Allah'tan, ona sıkıntıdan bir kurtuluş vesilesi yaratır
وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ ۚ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ ۚ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ ۚ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا (3)
Ve onu, hesaplamadığı yerden rızıklandırır ve kim Allah'a dayanırsa o, yeter ona; şüphe yok ki Allah, yapacağı işi yerine getirir, gerçekten de Allah, her şeye bir ölçü, bir miktar tayin etmiştir
وَاللَّائِي يَئِسْنَ مِنَ الْمَحِيضِ مِن نِّسَائِكُمْ إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ وَاللَّائِي لَمْ يَحِضْنَ ۚ وَأُولَاتُ الْأَحْمَالِ أَجَلُهُنَّ أَن يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ ۚ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مِنْ أَمْرِهِ يُسْرًا (4)
Kadınlarınızdan adetten kesilmişlerin, kesilip kesilmedikleri hakkında şüpheye düşerseniz müddetleri, üç aydır ve adet görmeyenlerin de böyle ve gebe olanların müddeti, çocuklarını doğuruncaya dek ve kim çekinirse Allah'tan, onun işine bir kolaylık verir o
ذَٰلِكَ أَمْرُ اللَّهِ أَنزَلَهُ إِلَيْكُمْ ۚ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُعْظِمْ لَهُ أَجْرًا (5)
Budur Allah'ın emri ki size indirmiştir onu ve kim, çekinirse Allah'tan, onun kötülüklerini örter ve mükafatını büyültür
أَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنتُم مِّن وُجْدِكُمْ وَلَا تُضَارُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُوا عَلَيْهِنَّ ۚ وَإِن كُنَّ أُولَاتِ حَمْلٍ فَأَنفِقُوا عَلَيْهِنَّ حَتَّىٰ يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ ۚ فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ ۖ وَأْتَمِرُوا بَيْنَكُم بِمَعْرُوفٍ ۖ وَإِن تَعَاسَرْتُمْ فَسَتُرْضِعُ لَهُ أُخْرَىٰ (6)
Onları, gücünüz yeterse oturduğunuz yerin bir kısmında oturtun ve onları sıkıştırarak zararlandırmayın ve gebeyseler doğuruncaya dek doyurun onları ve çocuklarınızı emziriyorlarsa da artık ücretlerini verin ve karıkoca; güzelce danışıp görüşerek yapın bu işleri ve bir güçlük çıkarsa çocuğu başka bir kadın emzirir artık
لِيُنفِقْ ذُو سَعَةٍ مِّن سَعَتِهِ ۖ وَمَن قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنفِقْ مِمَّا آتَاهُ اللَّهُ ۚ لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَا آتَاهَا ۚ سَيَجْعَلُ اللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا (7)
Vaktihali yerinde ve eli geniş olan, vaktinehaline göre nafaka versin ve rızkı dar olana gelince, Allah, kendisine ne verirse onun bir kısmını nafaka olarak versin; Allah, hiç kimseye, kendi verdiği miktardan daha fazla bir şey teklif etmez; Allah, güçlükten sonra bir kolaylık verecektir
وَكَأَيِّن مِّن قَرْيَةٍ عَتَتْ عَنْ أَمْرِ رَبِّهَا وَرُسُلِهِ فَحَاسَبْنَاهَا حِسَابًا شَدِيدًا وَعَذَّبْنَاهَا عَذَابًا نُّكْرًا (8)
Nice şehirler var ki halkı, Rablerinin ve onun peygamberlerinin emirlerine karşı gelmiştir de onları, çetin bir surette hesaba çekmişizdir ve onları helak ederek azaplandırmışızdır
فَذَاقَتْ وَبَالَ أَمْرِهَا وَكَانَ عَاقِبَةُ أَمْرِهَا خُسْرًا (9)
Derken yaptıklarının vebalini tatmışlardır da işlerinin sonu, ziyan olup gitmiştir
أَعَدَّ اللَّهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا ۖ فَاتَّقُوا اللَّهَ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ الَّذِينَ آمَنُوا ۚ قَدْ أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكُمْ ذِكْرًا (10)
Allah onlara çetin bir azap da hazırlamıştır, artık çekinin Allah'tan ey aklı başında olanlar; ey iman edenler, andolsun ki Allah, size bir öğüt olan Kur'an'ı indirmiştir
رَّسُولًا يَتْلُو عَلَيْكُمْ آيَاتِ اللَّهِ مُبَيِّنَاتٍ لِّيُخْرِجَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ ۚ وَمَن يُؤْمِن بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ قَدْ أَحْسَنَ اللَّهُ لَهُ رِزْقًا (11)
Peygamberi de göndermiştir ki size Allah'ın apaçık ayetlerini okumadadır inananları ve iyi işlerde bulunanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için ve kim, Allah'a inanır ve iyi işlerde bulunursa onu, ebedi kalmak üzere, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere koyar, gerçekten de Allah, ona en güzel bir rızık verir
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَمِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ يَتَنَزَّلُ الْأَمْرُ بَيْنَهُنَّ لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ وَأَنَّ اللَّهَ قَدْ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمًا (12)
Bir Allah'tır ki yaratmıştır yedi göğü ve yeryüzünü de onun misli olarak yedi kat halketmiştir; bunların arasında, emri, inip durmadadır Allah'ın, şüphesiz, her şeye gücü yettiğini bilmeniz ve şüphe yok ki Allah'ın bilgisinin, gerçekten de her şeyi kavradığını, kuşattığını anlamanız için
❮ Previous Next ❯

Surahs from Quran :

1- Fatiha2- Baqarah
3- Al Imran4- Nisa
5- Maidah6- Anam
7- Araf8- Anfal
9- Tawbah10- Yunus
11- Hud12- Yusuf
13- Raad14- Ibrahim
15- Hijr16- Nahl
17- Al Isra18- Kahf
19- Maryam20- TaHa
21- Anbiya22- Hajj
23- Muminun24- An Nur
25- Furqan26- Shuara
27- Naml28- Qasas
29- Ankabut30- Rum
31- Luqman32- Sajdah
33- Ahzab34- Saba
35- Fatir36- Yasin
37- Assaaffat38- Sad
39- Zumar40- Ghafir
41- Fussilat42- shura
43- Zukhruf44- Ad Dukhaan
45- Jathiyah46- Ahqaf
47- Muhammad48- Al Fath
49- Hujurat50- Qaf
51- zariyat52- Tur
53- Najm54- Al Qamar
55- Rahman56- Waqiah
57- Hadid58- Mujadilah
59- Al Hashr60- Mumtahina
61- Saff62- Jumuah
63- Munafiqun64- Taghabun
65- Talaq66- Tahrim
67- Mulk68- Qalam
69- Al-Haqqah70- Maarij
71- Nuh72- Jinn
73- Muzammil74- Muddathir
75- Qiyamah76- Insan
77- Mursalat78- An Naba
79- Naziat80- Abasa
81- Takwir82- Infitar
83- Mutaffifin84- Inshiqaq
85- Buruj86- Tariq
87- Al Ala88- Ghashiya
89- Fajr90- Al Balad
91- Shams92- Lail
93- Duha94- Sharh
95- Tin96- Al Alaq
97- Qadr98- Bayyinah
99- Zalzalah100- Adiyat
101- Qariah102- Takathur
103- Al Asr104- Humazah
105- Al Fil106- Quraysh
107- Maun108- Kawthar
109- Kafirun110- Nasr
111- Masad112- Ikhlas
113- Falaq114- An Nas