Quran with Turkish translation - Surah Hud ayat 108 - هُود - Page - Juz 12
﴿۞ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ سُعِدُواْ فَفِي ٱلۡجَنَّةِ خَٰلِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلۡأَرۡضُ إِلَّا مَا شَآءَ رَبُّكَۖ عَطَآءً غَيۡرَ مَجۡذُوذٖ ﴾
[هُود: 108]
﴿وأما الذين سعدوا ففي الجنة خالدين فيها ما دامت السموات والأرض إلا﴾ [هُود: 108]
Abdulbaki Golpinarli Ama kutlu olanlarsa cennettedir, orada ebedi kalır Rabbinin dilediginden baska hepsi, gokler ve yeryuzu durdukca; bitip tukenmesi olmayan bir bagıstır bu |
Adem Ugur Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin diledigi haric, gokler ve yer durdukca onlar da orada ebedi kalacaklardır. Bu (nimetler) bitmez, tukenmez bir lutuftur |
Adem Ugur Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada ebedî kalacaklardır. Bu (nimetler) bitmez, tükenmez bir lütuftur |
Ali Bulac Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dısında gokler ve yer surup gittikce, orada suresiz kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır |
Ali Bulac Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır |
Ali Fikri Yavuz Amma bahtiyar olanlar, cennetliktirler, Ahiretin gokleri ve yeri durdukca, onlar, cennette ebedi olarak kalıcıdırlar. Ancak Rabbinin (daha once muminlerden bir kısım gunahkarların azabını) diledigi muddet mustesna. Bu bitmez ve tukenmez bir lutufdur |
Ali Fikri Yavuz Amma bahtiyar olanlar, cennetliktirler, Ahiretin gökleri ve yeri durdukça, onlar, cennette ebedî olarak kalıcıdırlar. Ancak Rabbinin (daha önce müminlerden bir kısım günahkârların azabını) dilediği müddet müstesna. Bu bitmez ve tükenmez bir lütûfdur |
Celal Y Ld R M Bahtlı-mutlu olanlar ise, Cennet´tedirler; gokler ve yer durdukca orada temelli kalıcılardır; ancak Rabbin diledigi mustesna. Bu, ardı-arkası kesilmeyen bir bagıstır |
Celal Y Ld R M Bahtlı-mutlu olanlar ise, Cennet´tedirler; gökler ve yer durdukça orada temelli kalıcılardır; ancak Rabbin dilediği müstesna. Bu, ardı-arkası kesilmeyen bir bağıştır |