Quran with Turkish translation - Surah Al-A‘raf ayat 95 - الأعرَاف - Page - Juz 9
﴿ثُمَّ بَدَّلۡنَا مَكَانَ ٱلسَّيِّئَةِ ٱلۡحَسَنَةَ حَتَّىٰ عَفَواْ وَّقَالُواْ قَدۡ مَسَّ ءَابَآءَنَا ٱلضَّرَّآءُ وَٱلسَّرَّآءُ فَأَخَذۡنَٰهُم بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ ﴾
[الأعرَاف: 95]
﴿ثم بدلنا مكان السيئة الحسنة حتى عفوا وقالوا قد مس آباءنا الضراء﴾ [الأعرَاف: 95]
Abdulbaki Golpinarli Sonra da kotuluk yerine iyilik verdik, cogaldılar ve atalarımız da malca zarara ugramıslardı, genislige kavusmuslardı, bu, boyledir dediler de ansızın onları azaba ugrattık, anlamadılar bile |
Adem Ugur Sonra kotulugu (darlıgı) degistirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet cogaldılar ve: "Atalarımız da boyle sıkıntı ve sevinc yasamıslardı" dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık |
Adem Ugur Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve: "Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı" dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık |
Ali Bulac Sonra kotulugun yerini iyilikle degistirdik, oyle ki onlar, cogaldılar ve: "Atalarımıza da (bazen) siddetli sıkıntılar (bazen de) refah ve genislikler dokunmustu" dediler. Bunun uzerine, Biz de onları kendileri hic suurunda degilken apansız kıskıvrak yakalayıverdik |
Ali Bulac Sonra kötülüğün yerini iyilikle değiştirdik, öyle ki onlar, çoğaldılar ve: "Atalarımıza da (bazen) şiddetli sıkıntılar (bazen de) refah ve genişlikler dokunmuştu" dediler. Bunun üzerine, Biz de onları kendileri hiç şuurunda değilken apansız kıskıvrak yakalayıverdik |
Ali Fikri Yavuz Sonra bu sıkıntının yerine iyilik ve selamet verdik. Derken cogaldılar ve; “- Dogrusu atalarımıza da boyle sıkıntılı haller olmus, sevincli ve genis haller de gelmis” dediler. Tam o sırada, hatırlarından gecmezken, ansızın kendilerine azabla yakalayıverdik |
Ali Fikri Yavuz Sonra bu sıkıntının yerine iyilik ve selâmet verdik. Derken çoğaldılar ve; “- Doğrusu atalarımıza da böyle sıkıntılı haller olmuş, sevinçli ve geniş haller de gelmiş” dediler. Tam o sırada, hatırlarından geçmezken, ansızın kendilerine azabla yakalayıverdik |
Celal Y Ld R M Sonra da bu tur kotulugu iyilige cevirmisizdir, o kadar ki. cogalmıslar ve «dogrusu atalarımıza da (bu gibi) sıkıntı ve darlık dokunmus, bolluk ve ferahlıga kavusmuslardı» demislerdi de o sebepten haberleri olmadan ansızın onları tutup (mahvetmistik) |
Celal Y Ld R M Sonra da bu tür kötülüğü iyiliğe çevirmişizdir, o kadar ki. çoğalmışlar ve «doğrusu atalarımıza da (bu gibi) sıkıntı ve darlık dokunmuş, bolluk ve ferahlığa kavuşmuşlardı» demişlerdi de o sebepten haberleri olmadan ansızın onları tutup (mahvetmiştik) |